Marx'ın Sosyolojisi

Henri Lefebvre

Marx'ın Sosyolojisi Gönderileri

Marx'ın Sosyolojisi kitaplarını, Marx'ın Sosyolojisi sözleri ve alıntılarını, Marx'ın Sosyolojisi yazarlarını, Marx'ın Sosyolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Komünizm, insan ihtiyacını sonuna kadar vardırıp yabancılaşmadan kurtararak açıkça ortaya koymaktan başka bir şey yapmaz.
Sayfa 41 - Sorun YayınlarıKitabı okudu
İdeoloji gerçeğin, başaşağı, sakatlanmış ve eğri-büğrü olmuş bir yansısıdır. ideolojide, insanlar ile onların içinde bulundukları koşullar, bir camera obscuro 'daki gibi başaşağı görülür; gözün ağtabakası üzerinde nesnelerin başaşağı olması nasıl bir fizik sürecin sonuysa, bu da, özel hayati bir · sürecin sonucu olmaktadır [bu süreçten doğmaktadır]. Bireyler, tasarımlarında kendi öz gerçekliklerini karmakarışık etmektedirler ve bu da, gerçekliklerinin bir parçasını oluşturmaktadır. Bilinç, bilinçli varlıktan başka şey olamaz, ama bilinçli varlığın bir yasası, bu bilincin varlıktan farklı olmasını gerektirmektedir; yani bilinç, bu varlığı olduğundan farklı bir şekilde yansıtmakta ve algılamaktadır. Bilinç bir camera obscura'da ya da sihirbaz fenerinde olduğu gibi bir ekran üzerine yansıtır varlığı. Yanıltıcılığı gerçek tarafından yönetilen bu tasarımlar yani gerçeğin bu yanıltıcı tasarımları; ya doğayla ya insanların doğayla olan ilişkileriyle ya da insanların kendi aralarındaki ilişkilerle ilintilidir. Demek ki ideoloji, tarih hakkındaki hatalı bir tasarıma ya da bu tarihi bir yana koyan bir soyutlamaya indirgenmektedir. Her ideoloji, bozduğu ve aktardığı gerçeklikten yani tarihten hareket edilerek açıklanabilen bir kuruntular [hayaller], ve aldatmacalar topluluğudur.
Reklam
bir toplumdaki sınıfların analizi, üretici güçler düzeyinde sonuna ulaştırılıp tamamlanamaz. Yapı ile durum ve koşulları, birbirlerini sürekli olarak etkilerler. Çeşitlilik ve hareketlilik, analizin temelini meydana getiren şeyi, yani sınıf halinde kutuplaşma olayını asla engellemez.
İleri sürülen bu ayırdetme; toplumsal bilinç ve toplum hakkındaki bilginin bir başlangıcı olarak ele alınan dil oluşumunu· izleyen bir ayırdetmedir. Toplumsal birliği içinde, insani etkinliğin bölünmesi ve ikiliği üzerinde durur. Bir bölünmenin sonucu olan poiesis'in kendisi de bölünür. Üretici çalışma (tarım çalışması, zanaatkarlık çalışması ve en sonunda sınai çalışma), tam anlamıyla yaratıcı etkinliğe ya da daha doğrusu yaratıcı sayılan biricik etkinliğe yani bir eser gerçekleştiren bireyin etkinliğine oranla değerini kaybeder. Şey, ürün ve eser birbirinden farklılaşır [ayrılır]. Dar anlamda ele alınan praksisde de, aynı şekilde, etkinlikler ortaya çıkar ve ayrıcalıklı hale gelir. Dolayımların ve aracıların; tacirin, hatibin, politikacının etkinlikleridir bunlar.
Meta, içeriğinden yani emekten kopup aynlmaz. Meta, hem şey (kullanma) olarak hem de değer (mübadele) olarak bir insan ürünüdür. Emeğe ve üretici emeğin iç çelişmelerine oranla meta, hem ölçülen hem de ölçendir. Meta ancak kapsadığı emek dolayısıyla değer taşır (ortalama toplumsal emek zamanı, der Marx); ama emek de, en sonunda, ancak ·meta üretici olması ve bizzat meta olması bakımından (iş zamanı ve gücü olarak) değer taşımak durumuna gelmiştir.
Demek ki, ideolojiterin incelenmesi, köklü bir eleştirmeye ve kapsayıcı bir tarihsel açıklamaya yol açar. İnsanların zihinlerinden türemiş olan sisli ve dumanlı gerçekler, yani genel tasarımlar (felsefe, hukuk, din, sanat, bizzat bilgi) bu aracılar olmaksızın, amprik bakımdan sapıanabilen maddi ve hayati sürece eklenirler. Ahlak, din, metafizik ve ideolojinin öteki yanları yani bilincin gerçeğe oluşan formları sadece dışgörünüş bakımından bağımsız gibidirler. Bunların tarihi ve gelişmesi yoktur; yani bunlar insanlar arasındaki maddi mübadelelere ve üretime oranla hiçbir bağımsızlık taşımazlar. Hayatı belirleyen bilinç değildir, bilinci belirleyen hayattır sözü çok ünlüdür, ama çoğunlukla kendi çerçevesinin dışına çıkarılarak kullanılan bir formüldür bu. Oysa bu çerçeve, özellikle olumludur ve burada, tarihi anlamının ancak iki tarzı olduğu belirtilmektedir: Ya bilinçten hareket ederiz ve gerçekliği elden kaçırınz, ya da gerçek hayattan hareket ederiz ve hiçbir gerçekliği olmayan bu bilinci hemen yakalar ve açıklarız. Tarihsel maddecilik; bilinçten, tasarımlardan ve bundan ötürü hayallerden [kuruntulardan] hareket eden spekülasyona [soyut düşüneeye] son verir.
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.