-Tanrım, yalvarırım, Tanrım. Lütfen bir iple, ayağıma uyan bir ayakkabı bulmama yardım et!
Ama Tanrı buraya (Auschwitz) girmiyordu, kendi başımıza bırakılmıştık.
1939-1945 Yahudi soykirimina maruz kalan bir ailenin hikayesini okuyoruz kitapta. Yazarin, Yahudi ebeveynlerinin o donemde yasadigi olaylari konu alarak yazdigi bir cizgi roman. Okurken, cok zorlandim. Okuduklarimin gercekte nasil yasanmis olabilecegini dusundum hep. Bu kadar agir bir donemden gecip hayatta kalmak ve o anilarla yasayabilmek....
Gercekten etkilenerek okudugum, diliyle, cizimleriyle, olay orgusuyle onerebilecegim, etkisinden uzun sure kurtulamayacaginiz bir kitap diyebilirim.
Dipnot:
Kitapta insan yuzu tercih edilmemis.
•Kitapta Yahudiler fare,
•Naziler ve diğer Almanlar kedi,
•Polonyalılar domuz,
•Amerikalılar köpek,
•İsveçliler geyik,
•Çingeneler ise güve olarak tasvir edilmektedir.
Evet, hayat hep hayatın tarafını tutar, kurbanlar da bir şekilde suçlanır. Ama ne hayatta kalanlar en iyileriydi, ne de en iyiler öldü. Tamamen tesadüf!