Ses, yeterince güçlüyse her şeyi hareket ettirebilir. Duvarları titretip camları kırabilir. Bir balinaya güzergahını değiştirebilir. Birini yuvasından çıkarıp , kimsecikleri tanımadığı uzak bir yere sürükleyebilir.
Bir radyoyu tamir ettiğimden emin olduğum her sefer, açmadan önce bir dakika beklemekten hoşlanıyordum. Çok iyi bir kitaptan alınan zevki uzatmak için, son sayfasını okumadan bırakmak gibiydi bu.
Hiçbir karşılık gelmediği halde,bunca zaman birilerine seslenmeye çalışmak nasıl bir şeydir, düşünemiyorum.Ya hâlâ birinin kendisine yanıt vermesini bekliyordu ya da kendi şarkısını dinlemek ona yetiyordu.
Bazen dedeme bir şey söylemek istiyor, artık bana yanıt vermeyeceğini sonradan anımsıyorum. O zaman da, onu unuttuğum için kendimi kötü hissediyorum. Sürekli yokluğunu hissetmem gerekmez mi? Ona olan özlemi mi?