Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Mecburiyet
Stefan ZweigYüksek Puanlı Mecburiyet Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Mecburiyet sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Mecburiyet kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
810 üzerinden
Stefan Zweıg Mecburiyet kitabında , karısıyla özgürlük uğruna kendi ülkesi olan Avusturya'dan İsviçre'ye kaçmış ünlü bir ressamın, devlet ve otorite karşısındaki çaresizliğini anlatıyor.
Kitabın kahramanı olan Ferdinand, resmi bir daireden aldığı mektupla askerlik hizmeti için yeniden çağrılır. Özgürlük isteği ve barışçıl yapısından kararsız kalır. Kendi için doğru olanın ne olduğuna karar verecek ve kendisi için en doğru olanı hayata geçirecektir.
Kitaptaki kalacağı ikilemlerden bazıları ise; gitmek-kalmak, korkmak- cesur olmak, esir olmak- özgür olmak...Bu ikilemlerden Hamlet'in olmak ya da olmamak monoloğunu hatırlayacaksınız.
Kitabın sonunda kendisi için en doğru olanı yapıyor. Ben her zamanki gibi Zweıg'ın bu kitabını da keyifle okudum.
Mecburiyet üzerine mecbur olmadığım incelememdir sadece
Mecbur muyuz peki gerçekten?
Devlet denen aygıtı kendi elimizle icat etmişken onun otoritesi ve boyunduruğu altında yaşamak için mi toplumsal sözleşmeye imza attı her birey ve hepimiz?
Avusturyalı Ressam Ferdinand ve eşi Paula arasında geçen diyaloglar ve özellikle Ferdinand’ın içsel gitgelleri ve bi kağıt parçasını uzatan postacıdan aldığı o “RESMΔ ibareli mektup ile özgürlüğe kaçışını ve her şeyi bir anda unutup itaat etmelisin diyen o iç sesini bastırıp bastıramayacağı üzerine kısa olmasına kısacık ama aslında derin bi varoluşsal mücadelenin kurgulanması MECBURİYET.
Sorgulamamızı istediği çok net hiçbirimiz mecbur değiliz çünkü özgürlük çok değerli ve insan yaşamı her şeyin üstünde bi yerde durmalı!
Keyifli okumalar diliyorum
Stefan Zweig, beni kendisine hayran bırakan yazar. Bu kadar az olay, birkaç insan ve sadece bir ya da iki günlük bir zaman döngüsü. Ama kahramanın hissettiği duygular o kadar gerçek, o kadar yoğun ve değişken ki... Bir solukta okuyup biten ama etkisi uzun süre devam eden kitap. Yazar tarif edilemez bir kelime ustası. Kitabı elinize alın ve ilk sayfayı okuyun gerisi zaten akıp giden, sizi de derinliklerine çeken kısa ama etkileyici, sorgulayıcı bir süreç. Kitap, Zweig hayranlarını şaşırtan bir ironi ile bitiyor.
Mecburiyet
Stefan Zweig kitapları genellikle incecik ve kaba bir tabirle çerez kabul edilen kitaplardandır. Lakin 50 veya 60 sayfa da olsa, yazdıklarıyla karşı tarafı alt üst etmeyi başaracak kadar güçlü bir kaleme sahiptir usta yazar. Yoğun ve edebi bir anlatımla, zekice, yazdıklarına hayran olmamak imkansızdır.
Mecburiyet kitabı da yine savaş karşıtı muhteşem bir eser. İndigo yayınlarından 56 sayfa olarak okuduğum eserin çevirisi de başarılıydı.
Zweig eserlerinde savaş karşıtı olduğunu hissettirir. Mecburiyet kitabında da bu düşünce vardır. Kitapta anlatımdaki detaylar ve tahliller, ana karakter Ferdinand'ın psikolojisi ve onun içinde bulunduğu ikilem kusursuz anlatılmış. Hele sonuna doğru İsviçre sınırında trenden yaralı gelen Fransız esirlerin hali muhteşem detaylarla anlatılmış.
Zweig burada Ferdinand karakteri ile aslında kendini anlatmıştır bence. Eser bu bakımdan otobiyografik özellikler gösteriyor diyebiliriz.
Savaş karşıtı birisi olan ve İsviçre'de yaşayan Ferdinand ülkesinden askere gitmesi için yapılan bu çağrıya " Hayır " deme cesareti gösterecek mi acaba? Sorunun cevabı için bir saatinizi ayırıp kitabı okuyunuz.
"İnsan inançları uğruna feda edebilir kendini, ama başkalarının çılgınlığı uğruna edemez. Vatan uğruna birileri ölecekse buna inanlar ölmeli..." 40s.
Barış yanlısı bir ressamın savaşa çağırılması üzerine bu mecburiyete boyun eğmek, vatan için savaşmakla kendi değerlerine, fikirlerine, hayatına sahip çıkmak arasındaki bunalımını anlatan kısa öykü.