Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Allah, atalarınıza yemin etmekten sizi sakındırıyor; her kim yemin edecekse Allah'a yemin etsin, ya da sussun". "Her kim Allah'tan başkasına yemin ederse, şirk koşmuştur". İbn Mes'ûd' dan: "Benim için yalancı olarak Allah'a yemin etmem, doğru olarak başkasına yemin etmekten daha sevimlidir" demiştir. Çünkü Allah'tan başkasına yemin etmek şirktir. Allah'a yemin etmek ise, tevhiddir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), İbn Abbâs'a şöyle buyurdu: "Evlâdım, sana bazı şeyler öğreteceğim;
Cenâb-ı Hakk'ı gözet ki, O da seni gözetsin,
Cenâb-ı Hakk'ı gözet ki, O'nu karşında göresin.
Bolluk ânında O'na kendini tanıt ki, sıkıntı zamanında O da seni tanısın. İstediğin zaman Allah'tan iste; yardım talep ettiğinde Allah'tan dile. Başına gelecekler konusunda artık kader belirlendi; sana zarar vermek için bütün mahlükat gayret sarfetse ancak Allah'ın sana yazdığı bir zarara sebep olabilirler. Rıza ile yakin üzere Allah için amelde bulunabilirsin, durma bunu yap; buna gücün yetmiyorsa hoşlanmadığın bir şeye sabır göstermende büyük hayır vardır."
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Üç mescid hariç, yeryüzünde hiçbir yere özel ziyaret maksadıyla sefere çıkılmaz. Bunlar;
- Benim şu mescidim (Mescid-i Nebi),
- Mescid-i Haram ve - Mescid-i Aksâ'dır".
(Buhârî, es-Salâtü fi Mescidi Mekke 1,6, Sayd 26; Müslim, Hac 415; Tirmizi, Salât 126)Kitabı okudu
Allah'ın kullarına verdiği en büyük nimet, onları imana hidâyet ettirmesidir. İman söz ve ameldir. Tâat ve hasenelerle artar. Kul, ne kadar hayırlı amel işlerse imanı o kadar artar.