Meddahlık ve Meddah Hikayeleri

Özdemir Nutku

Sayfa Sayısına Göre Meddahlık ve Meddah Hikayeleri Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Meddahlık ve Meddah Hikayeleri sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Meddahlık ve Meddah Hikayeleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hikaye anlatma çok eski dönemlerden bu yana gelmiştir. Yazı bulunmadan önce kavimlerin ve ırkların doğuşu, gelişmesi, bunlara ait efsaneler, hikayeler ve masallar özellikle yetiştirilmiş ya da yetişmiş kişiler tarafından anlatılırdı. Dünyanın hemen her yerinde hikayeciler kendi kavimlerinin ya da toplumlarının geçmişini o güne bağlayan sanatçılardı. Bunun için de, halk arasında önem verilen kişilerdi.
Sayfa 10
George Jacob, Türklerin meddahı da, gölge oyunu ve Nasreddin Hoca fıkraları gibi Araplardan aldıklarını savunur. Peygamberi öven meddahların Hicret'ten itibaren varoldukları bilinmektedir. Ancak bu meddahlar yalnızca din kapsamı içinde olan kişilerdir. Oysa Türklerin müslümanlığı kabul etmelerinden önce, gerek şamanlığın, gerekse toplum yapısının etkisiyle hikayecileri ve hikaye anlatan sanatçıları olduğu da herkesçe bilinen bir olgudur.
Sayfa 13
Reklam
Meddahlığın, Türk toplumu içinde iki kaynaktan geliştiğini gördük: bunların birincisi, Orta Asya kaynaklı olup Şamanizm'den ozanlara, ozanlardan bakşılara ve aşıklara uzanan din-dışı özellik. Öbürü de İslam kültürünün başlangıcından bu yana geliştirdiği dinsel kökenli özelliktir. Her iki kaynağın da Türk meddahlığının gelişmesinde büyük etkisi olmuştur
Sayfa 18
Osmanlı Kahvehane Tarihi
Türkiye'de kahvehanelerin ilk açılışı XVI.yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Peçevi bunların açılış tarihi için 1554/5 (H.962) yılını, Gelibolulu Ali ise 1552/3 (H.960) yılını verir. Peçevi'ye göre, bu tarihlere gelinceye dek İstanbul'da ve bütün ''Rum Diyarı'nda'' kahve ve kahvehane yoktu. Halep'ten Hakem adında bir adam ve Şam'dan Şems adında biri gelerek Tahtakale'de bir büyük kahvehane açmışlardır. Bu kahvehanelere önce okumayı seven, keyif ehli kişiler gelmiş, buralarda kitap ve gazete okunmuş, tavla, satranç, dama gibi oyunlar oynanmış ve sık sık da meddahların hikaye anlattıkları bir yer olmuştur. Ancak sonradan bu kahvehanelere işi gücü olmayanlar da dolunca, kahvehaneler semtlere ve oraya gelen kimselerin toplumsal ve ekonomik durumuna göre, özelliklerini kazanmışlardır. Ali, bu kahvehanelerin açılmasıyla, oraların bir yandan saygın kişiler, öbür yandan da serseriler ile dolduğunu bellirtir.
Sayfa 65
XIX. yüzyılın ilk yarısında (1827), Türklerin işlettiği kahvelerin İstanbul'da ve İzmir'de çok az olduğunu belirten bir yabancı, buna karşılık berber dükkanlarının çok sayıda olduğunu söyler; çünkü bunların birçoğu gizli bir kahvehaneyi saklamak için açılan berber dükkanlarıymış. Bu dükkanlara, kahve nargile, çay içmek için gelenler, saç sakal tıraşı için gelenlerden daha çokmuş. Ayrıca birçok kahvehanenin sahibi yeniçerilerdi ve II.Mahmut Yeniçerileri ortadan kaldırdığında çok sayıda kahvehaneyi kapatmıştı. Kahvehanesi olan her yeniçeri, oraya kendi ortası'nın armasını asardı. II.Mahmut bu izleri de ortadan kaldırmak için birçok kahveyi de yıktırdı.
Sayfa 67
Hükümdar saraylarındaki siyerciler önce Peygamberin gazalarından kesitler okuyan kişilerdi, ama sonradan din dışı konulara ağırlık verdiklerinden bunlara kıssahan denilmeye de başlandı. Giderek bu yöneliş, toplumsal değişimlerin etkisiyle güncel olaylara değinen, günlük yaşayıştan kesitler veren ve günlük gerekçi sahneleri işleyen bir eğilim içine girdi ve sonunda dinleyenlerde daha çok ilgi uyandırmak için taklitleri kapsayan, oyunculuğa yakın bir görünüm aldı.
Sayfa 78
Reklam