“Ey benim gözyaşlarım gibi dökülen nehir!
Ey âşıklar gibi sabırsız ve sükûnetsiz nehir
Sabırsız, kararsız ve sükûnetsizsin.
Yoksa benim gibi sen de deli misin?”
...
Dünyada ne kadar hükümdar varsa.
Hepsine Allahın verdiği metahlar, servetler,
Kayserin bütün hazineleri,
İskender'in radarına varıncaya dek,
Hakanın definelerindeki inciler,
Süleyman'ın yüzüğündeki la'I,
Ne kadar fazlasıyla pahalı olsa da.
Hepsi birden güzelliğin bir parçasına bile değmez.
Sıti ve Zin'in yüzündeki güzellik.
Aşk ateşinin bir deryasına dönmüştü.
Dalgalanıp yükseldiği zaman.
Enginlere inip zirvelere çıkan o güneş.
Yüzlerce can, gönül ve ciğer yakardı,
Masal gibi anlatırdı onları halk.
Güneş ve ay bir araya gelmişti,
Bütün dünyanın alıcı olması bundan.