En Beğenilen Metafizik kitaplarını, en beğenilen Metafizik sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Metafizik yazarlarını, en beğenilen Metafizik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zorunlu Varlık, her şeyi ancak tümel bir tarzda akleder. Bununla birlikte, hiçbir tikel şey O'na gizli kalmaz. 'Göklerde ve yerde zerre ölçüsünde hiçbir şey O'na gizli değildir.' Bu, tasavvuru büyük bir lütfa gerek duyan sırlardandır.
Her hâdisin maddî bir ilkesi olduğunu daha vurgulu açıklamak için kısaca şöyle deriz: Yok iken varlık kazanan her şeyin mutlaka bir maddesi vardır. Çünkü var olan her şey, var olmadan önce varlığının kendinde mümkün olmasına muhtaçtır.
Cisim, cins olduğu yönden dikkate alındığında henüz bilinmeyen gibidir. Hangi sûrette olduğu ve kaç sûreti kuşattığı bilinmez. Nefs ise bunu elde etmeyi ister, çünkü var olmuş cisimden ibaret bir şey henüz bilfiil karar kılmamıştır. Rengi aldığımızda ve nefse hatırlattığımızda da durum böyledir. Çünkü nefs, bilfiil olmaksızın karar kılmış bir şeyi elde etmekle ikna olmaz, rengin anlamında bilfiil renk olarak karar kılmasını sağlayacak bir ilave ister.
şimdi zorunlu varlık olan bir şey sabit oldu. yine sabit oldu ki zorunlu varlık bir’dir. zorunlu varlık bir’dir ve hiçbir şey onun mertebesinde ona ortak değildir. onun dışındaki hiçbir şey zorunlu varlık değildir. onun dışındaki hiçbir şey zorunlu varlık olmadığına göre o, her şeyin varlığının zorunluluğunun ilkesidir ve her şeyi ya doğrudan veya bir vasıtayla zorunlu kılar. onun dışındaki her şeyin varlığı, onun varlığından geldiğinden o, ilk’tir (el-evvel). ilk ile onun varlığının zorunluluğuna izafe edilen bir anlamı kastetmiyoruz. bu nedenle onun varlığının zorunluluğunun ille olmakla çoğalması söz konusu değildir. ilk ile kastımız, onun başkasına izafetinin (göreliliğinin) itibarıdır.
Tanrı'nın varlığının bu ilimde bir konu gibi kabul edilmiş olması mümkün değildir; aksine Tanrı'nın varlığı, metafiziğin sorunudur.
...Çünkü bu takdirde hiçbir ilimde sorun yapılmamış olacaktır ki, bu durumda Tanrı'nın varlığı ya kendiliğinden açıktır ya da onun düşünce yoluyla açıklanması umutsuz bir vakıadır. Oysa ne kendiliğinden açıktır ne de açıklanması umutsuz bir vakıadır. Çünkü onun bir delili vardır.
Şey kendisinden haber vermenin sahih oldu ğudur. Çünkü hem "sahih olur" hem de "haber" şeyden daha kapalıdır. O halde bu nasıl 'şey'in tarifiolur? Sahihlik ve haber, her birisinin açıklanışında; "O şeydir,", "O durumdur," veya "O şudur ki," gibi ifadelerin kullanımından sonra tarif edilebilir. Bütün bunlar, "şey" isminin eş anlamlıları gibidir. O halde "şey", ancak kendisi sayesinde bilinebilen bir şey ile gerçek anlamda nasıl tarif edilebilir? Evet, bu ve benzer tariflerde bir uyarı bulunabilir. Gerçekte ise "Şey, kendisinden haber vermenin 'sahih olduğu'dur," dediğinde, adeta şöyle demişsindir: "Kuş kusuz şey, ondan haber vermenin sahih olduğu şeydir." Çünkü "ma (o ki)", "ellezi (o ki)" ve "şey" lafızlarının anlamı birdir. Bu durumda şeyi şey'in tanımında kullanmış olursun.
“Platon ve Aristo'dan İslam dünyasına aktarılan ve Kindi, Farabi, İbn Sînâ, Gazali, İbn Rüşd gibi filozoflar tarafından geliştirilerek batıya aktarılan felsefi ilimler, teorik düşüncenin hem kaynağı hem de meyvesi olması bakımından metafizik etrafında şekillenir. Bu bakımdan metafizik, değişime konu olmayan gerçek varlıklar hakkında bilgi veren ilim olarak kabul edilmiştir.”
Metafizikİbn-i Sina · Litera Yayıncılık · 201498 okunma