Saat sekizdi, güneş batmak üzereydi. Bu enlemlerde uzun süren günbatımına rağmen hava şimdiden çok karanlıktı. Gökkubbenin üzerine dev bir buhar bulutu çökmüş gibiydi, ama henüz bu bulutları dağıtacak en ufak bir rüzgar yoktu.
Esasen, on iki milyon kilometre karelik bu geniş imparatorluğun, Batı Avrupa devletleri gibi homojen bir nufusa sahip olması mümkün değildir. İmparatorluğu oluşturan milletler arasinda nüans denemeyecek kadar büyük farklar vardır.
“Rusya’da aracın önünde bir tavşanın karşıdan karşıya geçmesi uğursuzluk olarak addedilir onu gören için... İşte ben, ben onu gördüm! Tek başıma, yalnız ben!”