Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Michelangelo Antonioni

Selim Özgül

Öne Çıkan Michelangelo Antonioni Gönderileri

Öne Çıkan Michelangelo Antonioni kitaplarını, öne çıkan Michelangelo Antonioni sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Michelangelo Antonioni yazarlarını, öne çıkan Michelangelo Antonioni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Benim filmlerim hayatın aynasıdır, hayatın kendisi muğlaktır. Gerçekten de, eğer hayat muğlak olmasaydı, hayattaki her şey gizemlilikten uzak ve tamamen açıklanabilir olsaydı, ölümü isteyecek kadar çaresiz olurduk.”
sonuç aynıdır: yalnızlık. gece’yle bir uzlaşma noktasına ulaşaca­ğım: bugün ahlâk anlayışında ve hatta politikada bile görülebilen bir uzlaşma. karakterler bu kez kendi kendilerini bulmakta, fakat birbirleriyle iletişim sorunu yaşamaktadırlar; çünkü gerçeği ka­bul etmenin çok güç olduğunu ve bunun büyük bir cesaret ve ka­rar vermeyi gerektirdiğini; sürdürdükleri hayat tarzında bunu ba­şarmanın imkânsız olduğunu görmektedirler.
Reklam
-yalnızlığı seviyor musun ? -yalnızlığı sevdiğimden değil, ama benim insanlarım değil bunlar.
...Ne olursa olsun, ben bu 'zayıf' kelimesinin gerçekten doğru bir kelime olduğunu düşünmüyorum. Hepimiz bir açmaz içinde yaşıyoruz. Onun içinden çıkmaya çalışmak zayıflık mıdır, şimdilik sava­şı kaybetmiş olsanız bile?
“Sanatçı olmak tehlikeli bir şeydir, çünkü insana bi­rinin acısından çabucak yararlanma imkânı vermektedir. "
Sayfa 117Kitabı okudu
Aşkın karakterlerinizin hayatına bir parça mutluluk getirdiği görülüyor. Kendi hayatınızın bir gerçeği mi bu? Bir yerde mutluluğun [Maurice] Maeterlinck'in mavi kuşu gibi bir şey olduğunu okumuştum: Yakalamaya çalıştıkça rengini kaybeder. Suyu avcunuzda tutmaya çalışmak gibi bir şeydir. Ne kadar sıkarsanız, su o kadar çok akıp gider. Ben şahsen, aşk konusunda çok az şey biliyorum.
Reklam
Hayatın diyalektiği kaybolmuş. Filmler sıkıcı hale gelmiş. Gösteriş nesnellik olmuş, kendinizi yok ediyorsunuz. Başkaları size hitaben bir şeyler söylüyor fakat siz ilgilenmiyorsunuz. O halde, hayatın duygusuna ne oldu? Bunu söylerken daha objektif olmaya çalışmaktan yoruldum,
Din konusunda ne düşünüyorsunuz? Tanrı öldü diyenlere katılı­yor musunuz? -Hemingway'in bir hikayesindeki, "Tanrı'ya inanıyor musun?" sorusu yöneltilen bir karakteri hatırlıyorum. Şöyle cevap veriyordu: "Bazen, geceleri." Doğayla karşı karşıya olduğurnda bakışlarımı gökyüzüne, şafağın söküşüne, güneşe, böceklerin renklerine, kar kristallerine, gecenin yıldızlarına çevirdiğimde bir Tanrı ihtiyacı hissetmem. Belki artık bir şeye bakıp merak edemez oldu­ğum zaman, hiçbir şeye inanmadığım zaman -belki o zaman baş­ka bir şeye ihtiyaç duyarım. Fakat bunun ne olduğunu bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bizlerin eski ve hayat şeylerle -alışkanlıklar, gelenekler, miadını doldurmuş davranış şekilleri- yüklü olduğumuzdur. Cinayeti Gördüm'deki genç İngilizlerin gücü, bütün bu çer çöpü fırlatıp atmalarında yatmaktadır.
"Çinlilerin bunu bilmesini istiyorum: Savaş sırasında Direniş'in bir üyesi olarak ölüme mahkum edildim!"
Dostoyevski, bir sanatçının çalışmalarında ömrü boyunca sadece bir tek şey anlattığını söyler. Eğer iyi bir sanatçıysa, bu sayı iki de olabilir. Yapılan alıntının çelişkili doğasının tanıdığı keyfiyet, onun benim için tamamen geçerli olmadığını eklemeye izin vermektedir. Fakat benim söylememe değil.
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.