Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Dünyada Gündelik Hayat

Henri Lefebvre

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kendi kendisinden kaçmak, gündelik hayatın varoluş koşuludur.
Kendi kendisinden kaçmak, gündelik hayatın varoluş koşuludur.
Sayfa 144
Reklam
Peki felsefenin insanıyla gündelik hayat içindeki insan hep ayn yerlerde, ya da birbirlerinin zıddı olarak mı var olacaklar? Felsefi bir bakış açısından yola çıkarak böyle bir aynma varmak imkansızdır, çünkü felsefe "her şeyi", dünyayı ve insanı düşünmek, sonra da kendisini gerçekleştirmek ister. Keza, felsefenin gündelik hayata dair hem beyhude hem de radikal bir eleştiri olduğu düşünülürse, felsefe tarafından belirleyici bir bilinç ve tanıklıkta donatılan gündelik insan açısından da imkansız bir ayrımdır bu.
Gündelik hayatın görünürdeki yoksulluğu altında gizli olan zenginliği ortaya koymak, olağanlığın olağanüstülüğüne ulaşmak; sadece emekçilerin hayatının temel alınması, bu hayatı yüceltmek için emekçilerin yaratıcı kapasitelerinin açığa çıkarılması koşuluyla görülebiliyordu.
Yapısalcılık teorisyenleri, "sistem" kelimesini sık sık kullanıyorlar; ancak kesinlikten yoksun bir dilleri var. Bu kelime yavaş yavaş muğlak, iyi belirlenmemiş bir anlam kazanıyor. Kesinlik, yananlamlarının ve retoriğinin bir parçasını oluşturur, ancak asıl anlamı kesinlikten yoksundur. Bu anlamın ne söylemek istediği belirsizdir. Yine de bir sistemin var olmak için birliği gereksindiği açıktır. Birçok sistem varsa da, içlerinden her biri sadece göreli bir varoluş ve öneme sahiptir. İçlerinden hiçbiri, tek başına ayakta duramaz. Burada alt-sistemlerden bahsetmek daha doğrudur. Fakat o zaman, yapısalcılık, nihai, bütüncül, mutlak bir Sistem vazederek Kazandığı otoriteyi ve görkemi yitirir. Felsefi-politik sistemi bir dış zar olarak, çemberierin çemberi, bütün kümeleri kapsayan bir küme olarak düşünen Hegeicilik, alt-sistemlerin çoktan farkına varmıştı.
Sayfa 113Kitabı okudu
İnsanların yazgısı, gündelik olmayan bir dünyada belirlenir: savaşta. Yine de, gündelik olduğu gizlense de, burada konu edilen şey gündelik alandır. Felaketten ve kader gününden önce, olup bitenlerde sanki bir düzen, bir mantık vardı. Oysa var olan tek mantık, düzen ve anlam felaketi hazırlamak ve gerçekleşmesini sağlamaktı. Düzen daha en baştan kendi çözülmesini içinde banndırmaktaydı. Sıradan hayat, olağandışı olanın kılıfından ibaretti: erotizmin, tutkunun, aşkın.
Reklam
Bir toplum nedir? Marksist çözümlemeye göre, her şeyden önce ekonomik bir temeldir: Maddi nesneleri ve metaları üreten emektir, işbölümü ve işin örgütlenmesidir. Sonra bir yapıdır: Aynı anda hem yapılanan hem de yapılandıran, "temel" tarafından belirlenen ve mülkiyet ilişkilerini belirleyen toplumsal ilişkilerdir. Son olarak, tüzel oluşumlan (kanunlar), kurumlan (bu arada Devlet'i) ve ideolojileri içeren üstyapılar gelir. Şema bu şekildedir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.