Her an bir uçurumdan aşağı düşebilirim.
Ya da kendimi bir labirentin sonsuz karmaşık dehlizlerinden birinde bulabilirim. Dahası, bizatihi ben, kendim yani, bir uçuruma dönüşebilir, bir labirentten ibaret kalabilirim,
Öyleyse kendim de kendim değilim. Üstelik kendimde değilim.
Mor Mürekkep gibi mor üzerine denemeler yazacak kadar o değilim. Olsun! Misal-i Turna belki Nazan Bekiroğlu’nun kaleminden damlayan mor mürekkep damlası değil ama o yine de baştan aşağı mor.
Anlatamamaktan doğuyor şiir. Anlatamadıkça canı acıyor şairin. Canı acıdıkça şiir geliyor. Öyleyse şaire edilebilecek en iyi dua, bir beddua aslında: Acınız dinmesin efendim, ve anlatamayasınız. Çünkü en iyi o zaman anlatırsınız.