Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bütün Yapıtları 1

Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu

Friedrich Nietzsche

En Yeni Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu sözleri ve alıntılarını, en yeni Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ey zavallı, bir günlük kuşak, gelişigüzelliğin, acı çekişin çocukları, ne dayanıp durursun sence duyulması gerekmeyen, en yararlı olanı açıklayayım diye? Senin için en iyi olan, tümden ulaşılmayandır: Doğamamak için, var olmamak için, yok olmak için. İkinci en iyi de senin simdicek ölmendir.
Dionysos müziğine inanan gönüldeşlerim, siz, tragedyanın bi­zim için taşıdığı anlamı da bilirsiniz. Biz onda, müzikten yeniden doğan tragedya söylencesini buluyoruz. Biz bu söylencede tüm nesneleri umar ve en etkili acıyı unutabiliriz! En etkili acı, bizim için her şeydir. Sürekli bir değersizlenme içinde Alman usu, kö­tü cücelerin yararına, yerinden yurdundan oldu. Bu sözcüğü an­lıyorsanız sonunda benim umutlarımı da anlayacaksınız.
Sayfa 157 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tragedya söylencesi, sanata bağlı kaldığı sürece, söylence görünüş evrenini acı çeken kahramanın görünümü atında gündeme getirirse, hangi konuyu açıklığa kavuşturacak? Bu görünüş evreninin 'gerçeklik'i en az önemsenendir, çünkü kahraman şöyle söyler: "Oraya bakın! İyice bakın oraya! Sizin yaşamınız budur! Sizin varoluş saatinizde bir yelkovandır bu!"
Sayfa 155 - Say YayınlarıKitabı okudu
Öylesine dolu, öylesine yeşil, öylesine verimli ve diri, öylesine tutkulu ve ölçülmez. İşte tragedya da yaşamda, acıda, beğençte bu bolluğun içinde, o yüce büyüleyi­cilikte duruyor, uzaktan gelen üzüntülü bir şarkıyı dinliyor, oluşan anılarından söz açıyor, onların adlarını dile getiriyor: Kuruntu, istenç, üzüntü. Evet, gönüldeşlerim, benimle birlikte Dionysosça yaşama, tragedyanın yeniden doğuşuna inanın, Sokratesçi kişinin çağı geçmiştir artık.
Sayfa 132 - Say YayınlarıKitabı okudu
Barbarca kölelik durumundan daha korkunç bir nesne yoktur. Bu durum, kendi varlığını, bir haksızlık olarak görmeyi öğrenmiş ve bunu yalnız kendisi için değil, bütün kuşaklardan öç almak için hazırlanmıştır.
Sayfa 115 - Say YayınlarıKitabı okudu
Kişi, Sokrates'e özgü yargıların doğurduğu sonuç­lara karşı kendini yetiştiriyor: "Erdem bilgidir, bilgisizlikten ancak suçluluk doğar, erdemlilik mutluluktur." İşte tragedya­nın ölümü iyimserliğin bu üç temel ilkesindedir.
Sayfa 92 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Burada Sokrates için, tragedya sanatı bir kez bile "gerçeği söylemez" görünüyor. Tragedya sanatının Sokrates'e seslen­mesi şöyle dursun, o, "çok anlayışlı değildir", bilgeler arasında önemli bir sanat da sayılmaz, onun sağlam bir temelinin ol­madığına inanılır. Bunları birer dalkavukluk sanatı sayan Pla­ton'a göre, bu yalnızca beğenilir, ondan yarar beklenmez, fel­sefeyle bağdaşmayan eğilimlerden doğan birbirinden çözül­me ve toplumdan uzaklaşma gibi olaylar dolayısıyla tragedya sanatı gençleri etkiledi. İşte, bu tür bir etkiye kapılan genç tra­gedya ozanı Platon, Sokrates'in öğrencisi olabilmek için bü­tün şiirlerini yakmıştır.
Sayfa 89 - Say YayınlarıKitabı okudu
Şimdi Helen evreninde, yüksek, yakınmalı şöyle bir ses çınlamaktadır: "Tragedya öldü. Şiir de onunla yitmiş gitmiştir. Yürüyün, yürüyün ileri siz de şu can sıkıcı, çelimsiz Epigonlar­la. Yürüyün Hades'e, orada eski bir yöneticinin sofra kırıntılarıyla çatlayıncaya değin yeyip doyabilirsiniz."
Sayfa 71 - Say YayınlarıKitabı okudu
Dil, görünüş olaylarının bir öğesi, bir sim­gesi olarak müziğin çok derin içevrenini hiçbir zaman ve hiç­bir yolla açıklayamaz, anlatamaz, onlar olduğu gibi kalır, dil müziğe ancak öykünmeyle yönelir, onun müzikle ancak dış­tan ilintisi olabilir. Öte yandan pek derin bir anlamı bulunma­sına karşılık lirik bir anlatımla bizi müziğe bir adım bile yak­laştırmaz.
Sayfa 44 - Say YayınlarıKitabı okudu
Biz bir ke­ten dokuma üzerine resimlendirilmiş bir savaş alanının savaşçısı gibiyiz. Bu nedenle, bizim tüm sanat bilgimiz bir sanıdır çünkü biz bilen bir varlık olarak sanat komedyasının biricik yaratıcısı ve gözlemcisi durumunda, sonsuz üstün usu ortaya koyan bu varlıkla bir olamadığımız gibi özdeş de değiliz. Sanat­çıya özgü yaratıclığın eylemi içinde üstün us evrenin bu öz­gün sanatçısıyla karışıp kaynaşmıştır, sanatın sonsuz varlığı konusunda yalnız üstün usun bilgisi bulunmaktadır, çünkü ancak o böyle bir durumdadır. Bu durum, şaşılası nitelikte korkunç bir masal görüntüsüne benzer. Bu masal, gözlerini çe­virir, kendi kendine bakar. İşte üstün us, ancak, burada bir öz­nedir, konudur, ozandır, oyuncu ve oyunu gözlemleyendir.
Sayfa 40 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Felse­feyle uğraşan kişide, bizim içinde yaşadığımız, var olduğumuz gerçekliğin arkasındaki önsezi bulunur. Öteki büsbütün başkadır, o bir görünüştür.
Sayfa 18 - Say YayınlarıKitabı okudu
Başkalarının buluşlarını aktarmak, onların aydınlığında yürüyerek boyuna yenilikten söz açmak, kendi gücünün tükenmişliğini başkalarının erkinin gölgesinde güçlü bir nes­neymiş gibi göstermek sanatçının değil, yetersiz kişinin işidir. Nietzsche böylesi kimseleri 'epigon' olarak niteler. 'Epigon' ba­şarısız, beceriksiz, yalnızca başkalarının buluşlarıyla geçinen, buna karşın kendini başarılı, becerili göstermeye çalışan kişi­dir, cücedir. Doğa salt mermerden "üstinsan"ı yaratırken çeki­cin döktüğü kırıntılardan bu epigonlar oluşmuştur. (İsmet Zeki Eyüpoğlu)
Sayfa 10 - Say Yayınları - ÖnsözKitabı okudu
İnsan bu çevrede, yaşam konusunda sevinçle, şöyle diyor.”Ben seni istiyorum: Sen bir değer olarak bilinmelisin.”
Geriye müzikten ne kaldı, ya heyecan ve anının müziği ya da aşınmış yıpranmış sinirler için bir uyarıcı araç, gürültücülük.
...neşeyle seslenir insan yaşama: "seni istiyorum: sen bilinmeyene değersin.."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.