Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nasrettin Hoca Gülütler

Aziz Nesin

Nasrettin Hoca Gülütler Gönderileri

Nasrettin Hoca Gülütler kitaplarını, Nasrettin Hoca Gülütler sözleri ve alıntılarını, Nasrettin Hoca Gülütler yazarlarını, Nasrettin Hoca Gülütler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dışarda iki haydut şöyle konuşuyorlarmış: "Evine girip Hoca'yı boğazlayalım. Oğlağını kesip karnımızı doyuralım. Karısını da dağa kaldırıp keyfedelim." Hoca, - İmdaaat! diye bağırınca, iki haydut kaçmış ama karısı da, - Amma da ödlekmişsin! diyerek Hoca'yı küçümsemiş. Hoca, -Elbet, demiş, sana göre hava hoş... Ne olacaksa oğlakla bana olacaktı.
hahaha
Hoca camide vaaz ederken, kadınların boyanmalarının günah olduğunu söylüyormuş. Dinleyenlerden biri, kendi karısının da boyandığını söyleyince Hoca, - Ama yaraşır haspaya! demiş.
Reklam
en iyisi kendi bildiğini yapmak; kimseye yaptığını beğendiremezsin; elin ağzı torba değil ki büzesin.
Hoca'yı çok çirkin bir kadınla evlendirmişler. Evliliklerinin ilk sabahı Hoca sokağa çıkarken karısı, - Erkek akrabalarınızdan kimlere görüneyim, kimlere görünmeyeyim? diye sorunca Hoca, - Bana görünme de, demiş, kime görünürsen görün.
Hoca bigün çağrılı olduğu bir düğün evinde, buyur edildiği sofraya otururken, çiğnediği sakızı ağzından çıkarıp burnunun ucuna yapıştırmış. Ordakiler, - Aman Hoca, o nedir öyle? diye sorunca Hoca, - Ne yapayım, demiş, yoksulun malı gözü önünde gerek!
- El, elin eşeğini türkü çağıra çağıra arar...
Reklam
Karısı doğururken Hoca da mum tutuyormuş. İlk doğanlar ikizmiş. İkizlerin arkasından bir çocuk daha baş gösterince Hoca mumu söndürmüş. Ebe, - Aman Hoca ne yaptın? deyince, Hoca da, - Ne yapayım, demiş, baksana ışığı gören fırlıyor.
Hoca'nın iki karısı varmış. İkisi de sık sık, "Hangimizi daha çok seviyorsun?" diye Hoca'yı sıkıştırırlarmış. Hoca iki karısına ayrı ayrı birer mavi boncuk verip, - Sakın bu mavi boncuğu kimseye göstermeyeceksin, verdiğimi kimse bilmeyecek ... demiş. Bigün yine iki karısı birden, - Hangimizi daha çok seviyorsun? diye tutturunca, Hoca, - Mavi boncuk kimdeyse, gönlüm onda ... demiş.
Timur her nedense bigün Nasrettin Hoca'ya çok kızdığından, adamlarına, -Yatırın Hoca'yı, ayaklarına binbeşyüz sopa vurun demiş. Hoca gülmeye başlayınca, -Neden gülersin? diye sormuş Timur. Hoca, -Efendim, demiş, siz ya hiç sopa yemediniz ya sayı saymasını bilmiyorsunuz.
Hoca evinin damından düşer. Konu komşu başına üşüşüp, - Nasılsın? Ağrın sızın var mı? Kırık incik var mı? diye sormaya başlarlar. Hoca şöyle der: - İçinizde damdan düşmüş olan var mı? Ne desem boş... Ancak damdan düşen halden bilir.
Reklam
Hoca oğlunu eşeğe bindirmiş, kendi de yayan, köye gidiyormuş. Karşıdan gelip geçenler aralarında şöyle demişler: -Yaşlı adam yayan gidiyor, delikanlı da utanmadan eşeğe binmiş. Dünya tersine dönmüş. Bu sözleri işiten Hoca oğlunu indirmiş, kendi binmiş eşeğe. Bisüre sonra yol kıyısında oturan bikaç kişinin şöyle dediklerini duymuş: - Koca herif eşeğe binmiş utanmadan, ufacık çocuğu yaya bırakmış. İnsanoğlunda hiç acıma diye bişey kalmamış. Hoca bu kez oğlunu da yanına alıp ikisi birlikte eşeğin sırtında gitmeye başlamışlar. Çok geçmeden yine bikaç köylüyle karşılaşmışlar. Köylülerden biri , ötekilere şöyle demiş: -Yahu, şu cılız eşeğe ikisi birden binmiş. Amma insafsızlık! Zavallı hayvanın beli kırılacak. Bu sözleri de duyan Hoca kendisi de inmiş eşekten, oğlunu da indirmiş. Eşek önde, onlar arkada köyün yolunu tutmuşlar. Köye yaklaştıklarında yoldan geçenlerden biri, öbürlerine şöyle demiş: -Şu aptallara bakın, eşek salına salına gidiyor, onlar eşeğin ardından yayan yapıldak gidiyorlar. Ne akılsız bunlar... Bu sözleri de duyan Hoca oğluna, - Duydun ya, demiş, en iyisi kendi bildiğini yapmak; kimseye yaptığını beğendiremezsin; elin ağzı torba değil ki büzesin.
Bigün Hoca ata binmek isterse de, at boylu olduğundan binemez. Kendi kendine, - Hey gidi gençlik heey! der. Sonra çevresine bakınıp kimseler olmadığını görünce, - Palavrayı bırak, der, ben senin gençliğini de bilirim.
Hoca derede aptes alıyormuş. Sol ayağını da yıkayıp aptesini tamamlarken bir de bakmış ki pabucunun teki dere suyuna kapılmış gidiyor. Yakalamak için seğirtmişse de, derenin derin yerine gelince akıntıda giden pabucuna baka kalmış. Derenin bu yaptığına öyle kızmış ki, dereye ardını dönüp yellendikten sonra, - Al aptesini, ver pabucumu, demiş.
Okuryazar olmayan birisi, kendisine gelen mektubu Hoca'ya götürür, okuması için rica eder. Hoca evirir çevirir mektubu, adama, - Bu mektubu ben okuyamadım, başka birine okut... der. Adam, - Bir de hoca olacaksın, başındaki o koskoca kavuktan utan! deyince, Hoca başından çıkardığı kavuğunu adamın kafasına geçirip, - Keramet kavuktaysa, hadi sen oku bakalım... der
Hoca bir sulak tarlada bir leylek yakalayıp evine getirmiş. Leyleğin biçimini beğenmediği için biraz gagasından biraz ayaklarından biraz da kanatlarından kesip, - Hah işte, demiş, bak şimdi kuşa benzedin!
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.