Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazi İmparatorluğu 2. Cilt

William L. Shirer

Nazi İmparatorluğu 2. Cilt Gönderileri

Nazi İmparatorluğu 2. Cilt kitaplarını, Nazi İmparatorluğu 2. Cilt sözleri ve alıntılarını, Nazi İmparatorluğu 2. Cilt yazarlarını, Nazi İmparatorluğu 2. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Serinin oldukça güzel ikinci kitabı. Hitler Çekoslovakya'nın Südet bölgesini işgal ettikten sonra yerinde duramaz. Ülkede Nazi Hükümeti ister. Gelen Hükümet de onların istediğini yerine getiremez. Zaten Hitler'in amacı da budur. Cumhurbaşkanını görüşme üzerine yanına çağırır. Burada sürekli baskı uygulanır. Esir
Nazi İmparatorluğu 2. Cilt
Nazi İmparatorluğu 2. CiltWilliam L. Shirer · İnkılap Kitabevi · 200375 okunma
Hitler İngiltere’de bir ihtilâl çıkacağına çok ciddi olarak inanıyordu.
Reklam
Jodl «savaşın yayılması» ihtimalini de öne sürmüştü. Yâni, Almanya İngiltere’ye yalnız İtalya’nın değil. Japonya, İspanya ve Rusya'nın da yardımıyla saldırabilirdi.
Tehlikeli İngilizler Kara Listesi
İngiltere’de Gestapo tarafından hemen hapse atılmasına karar verilen 2300 kişinin adı vardır. Bunların hepsi İngiliz değildir. Churchill listenin başında tabii. Bakanlar ve bütün partilerin ünlü kişileri de öyle. Bellibaşlı gazete yazarları, yayıncılar, gazete muhabirleri. Bu arada Times’ in iki eski Berlin muhabiri: Norman Ebbut ile Douglas Reed.
Almanlar İngiltere’yi pek efendice istilâ etmeyeceklerdi. Ele geçen Alman belgelerinden açıkça anlaşılıyor bu. Ordu Başkomutanı Brauchitsch 9 Eylülde çıkarttığı bir emirde şöyle diyor: ”(İngiltere’de) on yedi ile kırk beş yaş arasında sağlam erkek nüfus, mahalli şartların zorunluluğu dışında, enterne edilecek ve Avrupa’ya gönderilecektir.” OKH’da Karargâh Generali bu konudaki emirleri birkaç gün sonra, istilâ için bir araya getirilmiş olan Dokuzuneu ve On Altıncı Ordulara göndermişti. Almanlar o zamana kadar, Polonyada bile, istilâya girişmeden önce bu kadar şiddetli tedbirler almamışlardı. Brauchitach’in verdiği emrin başlığı şöyleydi: «İngiltere’de Kurulacak Askerî Hükümetin Örgütlenmesi ve Çalışması Üstüne Emirler». Emirler oldukça ayrıntılıydı. Adanın sistemli bir şekilde nasıl yağma edileceğini ve ada halkının nasıl korkutulacağını gösteriyordu. Bu emrin ilk amacını gerçekleştirmek üzere 27 Temmuzda özel bir «Ingiltere Askerî İktisadî Kurmayı» kurulmuştu. Normal aile ihtiyaçlarından başka her şeye hemen el konulacaktı. Rehineler alınacaktı. Almanların istemediği şekilde herhangi bir beyannameyi duvarlara yapıştırarilar hemen idam edilecekti. Aynı ceza, ateşli silâhlarını ya da radyolarını yirmi dört saat içinde teslim etmiyenlere de uygulanacaktı. Ama asıl terörü Himmler ile S.S.ler yürüteceklerdi. Heydrich’in başında bulunduğu korkunç R.S.H.A örgütü bu iş-ieri üzerine alacaktı. Bu çalışmayı yerinde yönetecek olan Profesör Dr. Franz Six adında bir S.S. albayı idi.
Führer «İngiltere’de olup bitenleri» halâ anlayamamıştı. Donanmanın karşılaşacağı zorlukları biliyor, ancak savaşın olabildiğince çabuk bitmesinin de ne kadar önemli olduğunu belirtmeğe çalışıyordu, istilâ için kırk tümen gerekli, ve «büyük harekât» 15 Eylüle kadar bitmelidir, diyordu. Kahraman Nazi lideri, barış çağrısını Churchill'in hemen reddetmiş olmasına rağmen hâlâ İyimserdi. «İngiltere’nin durumu umutsuzdur (dedi Hitler, Halder'İn defterine göre). Savaş tarafımızdan kazanılmıştır. Başarı şanslarının geriye dönmesi imkânsızdır.»
Reklam
Hitler Invalides’de Napolyonun mezarına şöyle bir baktı. Kendisine bağlı fotoğrafçısı Heinrich Hoffmann’a «hayatımın en büyük, ve en güzel dakikası!» dedi.
Rundstedt’e şöyle demişti: «Karada bir kahramanım ama denize gelince bir korkak.»
Hitler’den Roosevelte telgraf:
‘Mr. Roosevelt, bana sık sık başvurarak kanlı btr savaşın önlenmesini İstediğinizi bildirdiniz. İngiltere’ye savaş ilân eden ben değilim; tersine, İngiliz İmparatorluğunu ortadan kaldırmak İstemediğimi her zaman belirttim. Churchill'e makul olması ve şerefli bir barış andlaşmasına varılması İçin yaptığım sürekli müracaatlar kendisi tarafından inatla reddedildi. İngiliz adalarına karşı topyekûn bir savaşa girilmesini emredersem İngiltere bundan çok büyük zarar görecektir. Bu bakımdan Churchill’e yaklaşmanızı ve saçma inadından kendisini vazgeçirmenizi rica ederim.
Amerika’da ise, Alman Elçiliği maslahatgüzarı Hans Thomsen, Amerika’yı savaş-d ışı bırakmak ve böylece İngiltere’yi savaşa devamdan vazgeçirmek isteyen İzcîasyonist’leri desteklemek için bol bol para harcıyordu. Ele geçen Alman Dış İşleri Bakanlığı evrakı arasında bu konuda Thomsen’den gelmiş bir sürü mesaj bulunmuştur. Bu mesajlarda Amerikan kamu-oyu-nu Hitler’den yana çevirmek için elçiliğin harcadığı çabalar anlatılmaktadır. O yılın yaz aylarında toplanan parti kongrelerinde Thomsen, özellikle Cumhuriyetçilerin, dış politika plâtformlarım etkilemek üzere elinden geleni yaptı. Örneğin, 12 Haziranda Berlin’e «çok acele, çok gizli» ola-raJk gönderdiği bir- telgrafta. Alman elçiliği ile «yakından» temas halinde bulunan «ünlü bir Cumhuriyetçi Kongre üyesine», elli Izolâsyonist Cumhuriyetçi Kongre üyesini, Cumhuriyetçi partinin kongresine çağırmak için 3.000 dolar verdiğim, «Kongreye gelecek delegelerin Izolâsyonist dış politikayı savunacaklarını» bildirmektedir. Thomsen’ııin gönderdiği rapora göre, aynı kimse Amerikan gazetelerinde «Amerika’yı savaş dışı tutun!» başlığı altında tam sahifelik ilânlar yayımlamak üzere 30,000 dolar istemiştir.
Reklam
Birinci Dünya Savaşında dört yıl dayanan Fransa altı hafta içinde savaş-dışı olmuştu. Alman askerleri, Kutup Kuşağınınüstündeki Kuzey Cap e’d en Rordeaux’ya, Manş’dan Polonya’ya Bug nehrine kadar Avrupa’nın büyük bir bölümünde nöbet tutuyorlardı. Adolf Hitler, kudretinin en yüksek noktasına çıkmıştı. Almanları tarihte ilk olarak gerçek bir ulusal devletin içinde birleştiren bu eski Avusturya'lı aylak, Almanya’nın gelip geçmiş fatihlerinin en büyüğü olmuştu. Avrupa’nın her yanında hâkimiyetini kurmasına engel olan bir tek inatçı adam ve kararlı bir ulus vardı. İnatçı adam Winston Churchill, kararlı ulus da en kötü durumda bile yenilgiyi kabul etmeyen ve yenene karşı tek başına duran İngilizlerdi.
Hitler Fransız hükümetine güney ve güney doğuda jşgal edilmemiş, bir bölge bırakıyordu. Fransızîar burada göriifıürde kendilerini istedikleri gibi yöneteceklerdi. Çok kurnazca* bir buluştu bu. Böylelikle Fransa yalnız coğrafya ve yönetim bakımından ikiye bölünmüş olmakla kalmıyor, aynı zamanda, sürgünde bir Fransız hükümetinin kurulması da imkânsızlaşmış olmasa bile, zorlaşıyor, Fransız politikacılarının hükümeti Bordeaux’dan kaldırıp Kuzey Afrika topraklarına götürmeleri önleniyordu. Bu plân aşağı yukarı başarıya ulaştı. Çünkü Fransızlan eninde sonunda Almanlar değil Fransız bozguncuları, yâni Petain, Weygand, Laval ve yardakçıları yenmişlerdi. Ayrıca, Hitler, Bordeaux’daki Fransız hükümetinin başına geçenlerin Fransa’da demokrasi düşmanları olduğunu biliyor, Avrupa’da Nazi düzeninin kurulmasında kendisiyle işbirliği yapacaklarını umuyordu.
Hitler, arkasındakiierle birlikte, taşa doğru gidiyor, çıkıyor, ve üzerinde büyük harflerle (F’ransızca) yazılmış olan şu yazıyı okuyor : «1918 KASIMININ ONBİRİNDE ALMAN İMPARATORLUĞUNUN CANİCE GURURU BURADA KIRILDI — ESİR ETMEYE ÇALIŞTIĞI HÜR İNSANLAR ONU BURADA YENDİLER.» Hitler okuyor, Goering de okuyor, hepsi okuyor. Haziran güneşi altında
12 Haziranda Ciano güncesine şunu yazıyor : «Mussolini çok utanıyor, çünkü askerlerimiz bir adım bile ileri gideme-di. Bugün bile bir İlerleme kaydedemediler ve az çok bir mukavemet gösteren ilk Fransız tahkimatının karşısında durdular.» Mussolini’nin şişirdiği İtalyan askerî gücünün ne kadar büyük bir palavra olduğu daha başlangıçda belli oldu. 17 Haziran akşamı Fransız ateşkes anlaşmasını Hitler’le görüşmek üzere Ciano ile birlikte trende giderlerken süngüsü bir hayli düşmüş bulunan diktatörün ağzını bıçak açmıyordu. «(Ciano’nun güncesinden) Mussolini durumdan memnun değil. Bu çabuk barış onu rahatsız ediyor. Fransızlarla yapılacak ateşkes anlaşmasının koşullarını aydınlatmak için yolculuk sırasında uzun uzadıya konuştuk. Duçe... Fransız topraklarının büsbütün işgal edilmesine kadar gitmek niyetinde. Fransız filosunun teslim olmasını istiyor. Ama düşüncelerinin yalnızca danışma bakımından değeri olduğunu da biliyor. Savaş İtalya’nın hiç bir aktif rolü olmadan Hitler tarafından kazanılmıştır; onun için son sözü Hitler söyleyecek. Bu durum elbette Mussolini'yi tedirgin ediyor ve üzüyor.» Çekoslovakya sorununda Chamberlain ile Daladier’nin daha iki yıl önce, iki diktatörü yatıştırınıya çalıştıkları yerde, yâni Münih’deki Führerhaus’da Mussolini ile Ciano, Nazi Başko-mutaniyle konuştukları zaman, Führer’in söylediği «son söz» ün yumuşak olduğunu görünce şaşırdılar. Yeni bir darbe oldu bu onlar için. Görüşme üstüne düzenlenmiş gizli Alman muhtırasından Hitler’in herşeyden önce Fransız Donanmasının Ingilizlerin eline düşmemesine karar verdiği anlaşılıyor.
Dunkerk kurtuluşu İngilizlerin bir başarısıdır. Ama Churchill, 4 Haziranda Avam Kamarasında yaptığı bir konuşmada, “savaşların boşaltmalarla kazanılamadığını” İngilizlere hatırlattı. Ingiltere’nin geleceği gerçekten karanlıktı. Durumları, aşağı yukarı bin yıl önce Norman istilâsı zamanında olduğundan daha tehlikeliydi. Adaları koruyacak orduları
164 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.