Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü

Ne Ders Olsa Veririz

Meral Gezici Yalçın

Ne Ders Olsa Veririz Gönderileri

Ne Ders Olsa Veririz kitaplarını, Ne Ders Olsa Veririz sözleri ve alıntılarını, Ne Ders Olsa Veririz yazarlarını, Ne Ders Olsa Veririz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öğrenci verilecek bilginin seviyesine çıkar siz seviye inmezsiniz. Seviye inmeye başladıysanız bu tüm davranislaniza sirayet eder. Size vadedilen ücret, gireceğiniz ders sayisi-niyeligi, neyi ne kadara anlayacağınız en önemlisi de o alanda yetkin olup olmadiginiza bakılıp bakilmayacagi.. Yetkinliğin o çatıdaki insanların kan bağı testine tabi tutulması da kaçınılmaz sondur.
268 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Akademisyenliğin Görünmeyen Yüzü
Akademisyenlik, sosyal statüsü en yüksek mesleklerden biri olmaya devam ediyor. Halen birçok genç üniversiteye daha girmeden akademisyenlik hayali kuruyor. Bu kitap bu işi bir de akademisyenlere sormanın iyi olabileceğini söylüyor. Özetle içi kendilerini, dışı başkalarını yakan bu mesleğin görünmeyen yüzünü anlamak için birebir olan bu kitabı okumadan akademisyenlik hayali kurmamanızı tavsiye ederim. Akademisyenlere de bir önerim var. Bu kitabı okuyunca kendinizle yüzleşecek ve yalnız olmadığınızı fark ed ecekseniz. Sonra mı? Sonrası size kalmış. :)
Ne Ders Olsa Veririz
Ne Ders Olsa VeririzMeral Gezici Yalçın · İletişim Yayınları · 201427 okunma
Reklam
Bilimle uğraşmak isteyen insan, akademisyen olarak çalışmaya başladığı noktada, "potansiyel emek-gücü"nden "fiili emek-gücü"ne, yani işçiye dönüşmüştür.
Sayfa 44 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Polanyi'ye göre, "üretim insanla doğanın karşılıklı etkileşimidir, eğer bu süreç değiş-tokuşun kendi kendini düzenleyen mekanizmasına terk edilirse, insan ve doğanın onun yörüngesine girmesi gerekir; arz ve talebe tabi olmaları, yani meta olarak, satılık mal gibi muamele görmeleri gerekir" ‘Ancak, üretim teorik olarak bu şekilde örgütlenebilse dahi, [...] toprağın ve insanın kaderini piyasaya bırakmak, onları hiçleştirmekle aynı şeydir.
Sayfa 40 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
"Sözde" vakıf üniversitelerinin çöplüğe dönüşmesi hakkında
Genç ve hevesli akademisyenlerin mevsimlik işçi gibi kullanılarak daha kariyerlerinin başında bezdirildiği ve kendilerini geliştirme şanslarının ellerinden alındığı, tecrübeli ve yeni öğretim üyesi yetiştirme yetisine sahip profesörlerin ise barındırılmadığı bir akademinin ne anlama geldiği üzerine düşünülmelidir. Bir görüşmecimiz, "sözde" vakıf üniversitelerinin "içi boşaltılan bir kuruma dönüşmüş vaziyette" olduğu tespitinde bulunmuştur. Biz de mevcut koşullarda, akademiden geriye sadece piyasa mantığını içselleştirmiş ve üniversiteyi bir sıçrama tahtası olarak gören kariyerist yuppie-akademisyenlerden, dershane hocası gibi içi boşlaştırılmış derslere girip çıkarak vasıfsızlaşmış geçkin yardımcı doçentlerden ve gerçek bir üniversite görmeden üniversite diploması satın alan işgücü namzetlerinden müteşekkil bir entelektüel çöplük kalacağını düşünüyoruz.
Sayfa 191 - İletişim Yayınları, 4. Baskı, 2016
Bir profesörün* özel üniversitelerle ilgili yakarışı
"Uzun bir süreden sonra, artık sadece, doktora ve yüksek lisans derslerini çeşitli kamu üniversitelerinde vermekle yetineceğim. Herhangi bir kurumun kurum kapasitesini geliştirme enerjisini artık kendimde görmüyorum. Bunu harcamayı reddediyorum. Küçümsüyorum, hor görüyorum. Ve bu grupların kendi kişisel şımarıklıklarına kadar, mütevelli heyetinin kişisel şımarıklıklarına kadar indirilmiş yapıların akademikmiş gibi, üniversite gibi yutturulmalarını hor görüyorum. Dolayısıyla bunun içinde olmak istemiyorum. Başka yerlere, başka kurumlaşmalara kendi enerjimi akıtmak istiyorum. İyi öğrenci istiyorum. Iyi öğrenciyle birlikte olmak istiyorum, çünkü benim de gelişmeye ihtiyacım var. Ama öte yandan çok acı duyuyorum, lisans öğrencisiyle bağımın böyle koparılmış olmasından, yeni öğretim üyesi yetiştirme potansiyelinin elimden alınmış olmasından. Çok acı duyuyorum. Öte yandan bu işleyen kurumların şimdiki işleyiş durumlarına baktığımda da, belki böyle bir şeyin içine girmemiş olmamın akıl sağlığımı çok yerinde tuttuğunu da düşünüyorum. Bu hayırlı bile olabilir yani." (Görüşmeci 13, 56, kadın, prof.)
Sayfa 190 - İletişim Yayınları, 4. Baskı, 2016. *Özel üniversitede çalışan bir profesörün
Reklam
Özel üniversitelerde akademisyenlere bakış şekli:
"Sizi çok değersiz gördükleri için her şeyi yükleyebileceklerini düşündüklerinde bir tükenmişlik hissediyorsunuz. [...] Yüksek lisans yapın, doktora yapın, ne fark eder? Hiç fark etmez. Eminim alabilseler lise mezunu da alırlar oraya. Onlar için hiçbir önemi yok." (...) Görüşmeci 13 de (56, kadın, prof.), vakıf görünümündeki özel üniversitelerde "MÜMKÜN OLDUĞUNCA KÖLELEŞMİŞ AKILDA BİR İŞGÜCÜ" oluşturulmak istendiğini söylemiş ve "çok zorunlu olmasalar, dekan ve rektörlüğü de mümkünse sekreterlere yaptırırlar ki, onlara da birer profesör tutmak zorunda kalmasınlar" demiştir.
Sayfa 189 - İletişim Yayınları, 4. Baskı, 2016
Özel üniversitelerde akademisyen olmak:
"... 'post-modern' akademisyenlik diyorum ben buna, çünkü özel üniversitelerde çalışma bu aslında. [...] İçi boş çünkü. [...] Tam post-modern akademisyenlik yapıyoruz. Öğrencilerin müşteri olduğu ve benim sözleşmemin bile önümüzdeki dönem uzayıp uzamayacağını [bilmediğim]. Aslında tam olarak özel bir şirketin içinde gibi..."
Sayfa 187 - İletişim Yayınları, 4. Baskı, 2016
"Geleceğine yatırım yapma" kavramı, tam da kişinin kendisine pazarlanacak bir ürün, biyografisine düzenlenecek ve "güncellenecek" bir özgeçmiş ve yaşam yoluna bir "business planı" şeklinde bakmasını öngören, piyasa odaklı düşünceye örnek niteliğindedir.
Sayfa 184 - İletişim Yayınları, 4. Baskı, 2016
Özel üniversitede geçen rezil olaylar
... 2008-2009 yılları arasında çalıştığı bir üniversiteden ayrılırken bire bir okulun sahibiyle yaşadığı sürtüşme (...): "Benim hesabıma yatırılan parayı bankaya talimat verip geri çektirdi adam, yanlış yatırılmıştır diye. Ben ZZ Bankası'nın iki tane müdürüyle konuşup tartışıp onları hukuki açıdan ne kadar yanlış bir yerde olduklarına ikna edip parayı geri alabildim. Böyle bir düzen. Üniversite patronuyla yüz yüze gelip [tartıştım] ve beni tehdit etti. 'Seni hiçbir yerde çalıştırmam.' dedi. (...)"
Sayfa 169 - İletişim Yayınları, 4. Baskı, 2016. Anlatan ya yard. doç ya doçent.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.