Gelişin saygısız aşığı incitir mi?
Yoksa halimi sormayan dilin hastamıdır...
Böyle ateş gibi gelip, su gibi geçmekten kastın incitmek midir ?
Zavallı gönlümü hoş tutmak mıdır?
Ayağın sakınarak basma aman sultânım
Dökülen mey kırılan şîşe-i rindân olsun
Günümüz
“Sultanım dökülen şarap kırılan rindlerin kadehi olsun yeter ki ayağını sakınarak basma.”
Şu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır
Bir gevher-i yek-pâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır
Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâl
Bir bağ-ı İrem'dir ki gülü izz ü alâdır
Bir nim neşve say bu cihânın bahârını
Bir sâgar-ı keşideye tut lâlezârını
Bir dem mi var ki âh ederek anmaya gönül
Ey serv-kad seninle geçen rûzgârını
Şevk-i müdâm va'de-i ferdâyı dinlemez
Reşk ana kim cihanda bugün buldu yârını
İran zemîne tuhfemiz olsun bu nev gazel
İrgürsün Isfahân'a Sıtanbul diyârını
Düşmen ne denlü saht ise de şâdol ey Nedîm
Seng üzre gösterir zer-i kâmil iyârını
1-Bu cihanın ayarını bir yarım sarhoşluk say;lale bahçesini içilmiş kadeh farzet
2-Ey servi boylu!Seninle geçen zamanımı gönlümün ah ederek anmadığı bir dem mi var.
3-Sürekli istek,yarin vadini dinlemez cihanda bugün yarını (veya yarini:sevgilisini) bulanı kıskanırım.
4-Bu yeni gazel,İran toprağına hediyemiz olsun.İstanbul diyarını İsfahana götürsün.
5-Ey Nedim düşman ne kadar sert ise de neşeli ol.Has altın ayarını taş üzerinde gösterir.
Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır
—————————
Bu İstanbul değer biçilemeyecek kadar eşsizdir,
Bir taşına tüm Acem ülkesi feda olsun.
Bûs-i lâ‘lin şöyle şîr-âb-ı zülâl eyler beni
Kim gören âb-ı hayât içmiş hayâl eyler beni
Şâ‘ire söz bulmağa minnet ne ammâ neyleyim
Âh kim hayret seni gördükçe lâl eyler beni
Sevdiğim câm-ı meye hâcet nedir la‘l-i lebin
Bir şeker handeyle mest-i bî-mecâl eyler beni
Bâğda zülf ü ruhun andıkça "bu kimdir " deyü
Sünbül ü gül
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır.
Murâdın anlarız ol gamzenin iz'anımız vardır
Belî söz bilmeziz amma biraz irfanımız vardır
O şuhun sunduğu peymaneyi reddetmeziz elbet
Anınla böylece ahd etmişiz peymanımız vardır
Münasibdir dana ey tıfl-ı nazım hüccetin al gel
Beşiktaş'a yakın bir hane-i viranımız vardır
Elin koy sine-i billura rahm et aşıka zira
Beyaz üzre bizim de pençe bir fermanımız vardır
Güzel sevmekde zahid müşgilin var ise bizden sor
Bizim ol fende çok tahkikimiz itkanımız vardır
Koçup her şeb miyanın canına can katmada ağyar
Be hey zalim sen insaf et bizim de canımız vardır
Sıkılma bezme gel bî-gâne yok da'vetlimiz ancak
Nedimâ bendeniz bir dâhi sultanımız vardır