“… evin önünde geçen su arkının önünde ellerindeki uzun sırıklarla arkta akan suyu döven üç adamın hali beni şaşırttı. Bu insanlar böyle ne yapıyorlardı? Ellerindeki uzun sırıklarla niçin arkta akan suyu dövüyorlar? Korka korka adamlara sokuldum.
“Siz ne yapıyorsunuz böyle?”
“Arkın içinde yaşayan kurbağaları susturmaya çalışıyoruz,” dedi adamlardan biri. Adam kırlaşmış sakalını uzatmış, ama bıyıklarını kesmişti. Başında eski bir külah vardı. Uzun, beyaz, keçeleşmiş saçları külahın altından çıkarak omuzlarına ve yüzüne dökülmüştü.
“Neden kurbağaları susturmak istiyorsunuz? Bırakın bağırsınlar!”
“Evde Diyarbekir’de savaşan halk için zikir ayini yapılıyor. Kurbağalar zikir yapan insanların dikkatlerini dağıtıyor. Konsantre olamıyorlar.”
İsyanın ortasında, ölümle yaşam arasında gerçek bir öykü..
Metin Aktaş ismi karşısında kendimi tutamıyorum. Çünkü yazdığı eserler yüreğime öyle bir dokunuyor ki kendimi âdeta kaybediyorum. Yazdığı eserleri sadece ün ya da para kazanmak için yapmıyor. Bir halkın yaşamını ortaya çıkıyor. Ve genelde hep ölümle tehdit edilen bir halkın yazarı olarak kabul ediyorum, onu. Bunu çok güzel duygularla yapıyor. Bizi kitabın içine dahil ediyor. Çok severek okudum bu kitabı, yazarın eline sağlık. Kitap, başlı başına mükemmel. Nişancı, müthiş bir kurgu. Her bir satırı insanın gerçeklik duygusunu altüst eden inanılmaz bir dram. Şeyh Sait Ayaklanmasını içerden ve içten bir bakış açısıyla gözler önüne seren gerçek bir öykü. Nişancı, aynı zamanda bu yalan dünyaya da karşı bir isyandır. Onulmaz bir aşk sarmalı ve sonsuzluğa uzanan bir onur mücadelesi...
Nişancı, Şeyh Sait Ayaklanması'nı hem devlet yanlısı hem de isyancı milisler gözüyle aktaran, gerçek bir öykü.Şeyh Sait Ayaklanması'nın çıkışından başlayarak Şeyh Sait'in ölümüne kadar geçen her günü, yalnızca savaşan milislerin yaşamlarıyla değil, isyanın ortasında kalakalmış kişilerin yaşadıklarıyla da gözler önüne seren bir yaşam öyküsü.Roman sadece 1925'te Şeyh Sait'i, Kürtlerin o yıllarda yaşadığı acıyı, trajediyi anlatan bir roman değil aynı zamanda birbirini seven bir Alevi genç ile bir Sünni kızının trajik bir aşk romanı...
Metin aktaş hep yazsın