Zamanla bildiğin her şeyi unutsan da, zihnin en sevdiklerini en sevdiğin halleriyle kazır beynine ve o kazıma işlemi ölüme dek devam eder yoksa batıverirsin o gemiyle, kaptanı olsan bile. Çocuğunu en sevdiğin haliyle kazır, resim yaparken misal daha 6 yaşında, şimdi çokça yaş almış olsa da. Ya da eşini, vişneçürüğü berjerde ayağında yün çoraplarıyla. Asla bozulmaz o görüntü adını bile unutsan, hatta yüzünü aynada...
Demans hastası birinin yaşantısına tanık olan biri dolduruverir kitaptaki o boşlukları kolayca...
Hatta biraz daha kolay olabilir onun yerine koyabilmek kendini, zihninin bulanıklığını keşfederek, haliyle biraz da acıyla...
Ben kitabı çok sevdim...
Anneannemi de çok severdim...