Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Kuruluşun Temel Kitabı

Nutuk

Mustafa Kemal Atatürk

En Yeni Nutuk Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Nutuk sözleri ve alıntılarını, en yeni Nutuk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
NUTUK Gençliğe Hitabe - 19 Mayıs'ın Şerefine! Saygıyla Anıyoruz.
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
"1919 Senesi Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım."
Reklam
Egemenlik ulusundur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başka hiçbir makam, ulusun alınyazısında etkin olamaz. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Atatürk sivas Kongresi için Sivas'a giderken yolda aldığı haber.
Sivas'a giderken birkaç jandarma yolumuzu kesti. Dersim'de eşkiyaların boğazları tuttuğu ve yolun tehlikeli olduğu haberini verdi. Atatürk ve yanındaki arkadaşları o an şu kararı aldılar. Tehlikeyi göze alıp yola devam edeceğiz. Osman ve Tufan Beyler o sırada Atatürk'ün yanındalar. yola çıktıklarında Osman ve Tufan Beyler kendi otomobillerini Atatürk'ün otomobilinin önüne geçirdiler. Sağdan soldan gelecek olan uzak mesafedeki ateşlere ehemmiyet verilmeyerek otomobiller, yol üzerinde hızla ilerlemeye devam edecekler. Vurulan, ölen olursa, onunla meşgul olunmayacak. Tam yol üzerinde olan eşkiya ile temas edilirse hep otomobillerden atlayacağız ve onlara hücum edeceğiz. ölenler olursa, kalanlar onlarla ilgilenmeyecek. kullanılabilir vaziyetteki otomobillere binerek hızla uzaklaşacaklar.
Sayfa 83 - Alfa Yayınevi
Bağımsızlığı için ölümü göze alan ulus, insanlık onur ve yüceliği­nin gereği olan bütün özveriyi yapmakla teselli bulur ve hiç kuşkusuz tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, onursuz bir ulusa göre dost ve düş­man gözündeki yeri bambaşka olur…
Reklam
Efendiler, bizim yüzümüz her zaman temiz ve aktı; her zaman da temiz ve ak kalacaktır. Çehresi çirkin, vicdanı çirkinliklerle dolu olanlar, bizim vatanseverce vicdan temizliği ile ve namusluca davranışlarımızı, kendi bayağı ve çirkin ihtirasları yüzünden çirkin göstermeye kalkışanlardır.
Beni görmek demek, behemehal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.
Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.
Benim Kararım Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet görmedim. Çünkü bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte, içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti’nin temelleri çökmüş, ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk’ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele bunun da taksimini sağlamaya çalışmaktan ibaretti. Osmanlı Devleti, onun istiklâli, padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamı kalmamış birtakım boş sözlerden ibaretti. Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ne gibi yardım sağlanmak isteniyordu? O halde ciddi ve gerçek karar ne olabilirdi? Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak! İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başladığımız karar, bu karar olmuştur.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.