Kız çocuklarına sahip olmak onlarda, Araplarda olduğu gibi, zillet değildir. Bay Biçen Bey, kız çocuğu olması için kalın Oğuz beylerinden alkışta yani duada bulunmalarını rica etmişti.
X. Yüzyılda Oğuz elinde kadınlar, diğer Türk ellerinde ve cahiliye devri Araplarında olduğu gibi erkeklerden kaçmazlar ve yüzlerini de örtmezlerdi. Bu husus Türkiye'de oymaklarda ve köylerde zamanımıza kadar devam ede gelmiştir. Hatta XIX. Yüzyılda Güney Anadolu'da bir seyahat yapan Fransız araştırmacılarından V. Langlois, bu münasebetle Türkmenleri yakın doğudaki en medeni insanlar olarak vasıflandırır. Oğuzların ne zina ne de gulamparalık gibi yaygın gelenekleri vardı. Esasen Türk kadınları İslam dünyasında iffetli kadınlar olarak tanınmışlardı.
Milli şuur ve hasletlerini günümüze dek koruyabilmiş yegane Türk kavmi olan Oğuzların serüvenini anlatan çok detaylı bir araştırma kitabı. Alanında yazılmış en yetkin eser diyebiliriz aynı zamanda akademik değeri de çok yüksek. Oğuz Türkleri’nin İslamiyet’e girmesiyle siyasi çalkantı ve bölünmüşlük içerisinde olan dönemin İslam dünyasına nasıl taze bir güç ve ağırlık koydukları açıkça anlaşılıyor. Kurmuş oldukları güçlü devletlerde bunun ispatı (Kınık Boyu; Selçuklu Devleti, Kayı Boyu; Osmanlı Devleti). Aynı zamanda İslamiyet’inde Oğuzların milli kimlik ve hasletlerini korumalarında ve Türk kalabilmelerinde başlıca amil olduğu görülüyor. Nitekim İslamiyeti kabul etmeyen yada İslamiyetten çok önce ata topraklarından göçen ve Hristiyanlaşan Türk kavimleri (bulgarlar ve macarlar gibi) milli kimlik ve hasletlerini tamamiyle kaybetmişlerdir. Yerinde kalan ve İslamiyet’e girmeyenlerde zaman içerisinde ya Moğollaşmış yada Slavlaşmışlardır. Bu kıymetli çalışma bizlere gösteriyor ki bugün Türk diye bildiğimiz tüm milletler, zamanında Müslüman olmuş Türk kavimlerinin özellikle de Oğuzların torunlarıdır. Bugün Özellikle Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan, İran’ın Kuzey kesiminde yaşayan halklar ve Musul-Kerkük başta olmak üzere Irak Türkmenlerinin tamamı Oğuzların torunlarıdır.
Nâdir Şah, memleketi müstevli Afganlılar’dan kurtardığı gibi,
aynı zamanda fâtih bir hükümdardı. Yüreğinde sıcak bir Türkmenlik
duygusu taşıyordu. Diğer taraftan Iran Türklüğünü, Türkiye ve Orta-Asya Türklüğüne yaklaştırmak için mezhebi bir islahata girişmişti.
Maalesef ölümü bu gayenin tahakkukuna engel oldu.
Kaçarlar’a gelince onlar İran’da, iktidarın Türkler’den başka bir
kavme geçmesine mani oldular. Kaçarlar da, kavmî şuura sahip bir
Türk hanedanı idi. Onların da eski Türkmen hânedanları gibi, Oğuz
eli’ne ve Oğuz boylarına ilgi gösterdikleri görülüyor.