İnsan karakterinin özü,başkasının dikkatinden gizlediği şeydir. Bir yabancının bakışı ta derinliklerimize ulaştığı zaman,ruhumuzda tek bir karanlık köşe kalmaz. Bu şiddetli ışığın altında tüm savunma mekanizmamız zayıflar,kişiliğimizi yitirir,sadece algılayan ve tepki gösteren bir makine,gizemini yitirmiş bir beden oluruz. Herhangi biri,herhangi bir şey...
Bu hayatta zamandan etkilenmeyen bir dostluk olabilir miydi? Henüz yaşamın eşiğindeyken, her şey güven, düşünce ve duygu birliği içinde doğuyor; sonra ortam genişleyip değişiyor, herkes eğlence ile zorunluluklar, uzlaşma ile doğruluk arasında kendine bir yol çiziyordu.
Cebinden bir ajanda çıkardı ve sayfaları özenle karıştırdı. Eskiden Jean'a, arkadaş ve tanıdıklarını alfabetik sıraya göre değil de, mesleklerine göre sıraladığı bir adres defteri göstermişti. Böylece, şu ya da bu şekilde bir yardıma gereksinim duyduğunda, hangi kapıyı çalacağını bilirdi. Aca·ba, elindeki de aynı türden bir defter miydi? Mümkündü bu. Şu an bile, tüm varlığı bencillikle doluydu.