Roman üzerine düşünülecek ayrıntılar ve çok soru barındırıyor.Mevzu ölüm ve hayat olunca ne soru ne de teori biter.Ben romanla bağlantılı olan en esaslı soruyu soruyorum:Yaşam,ya gördüğümüz bir rüyaysa?
Sağlığında postacı olan Haldun,ölülerin “daha önce görülmemiş bir şey” olarak adlandırdıkları,yapmamasını söyledikleri şeyi,ölümünün on altıncı gününde yapmaya başlar.Anılarını yazar.Öldürülen Haldun,bir süre sonra da ölülere bir kere verilen rüya görme hakkı sayesinde “katil kim?” sorunun yanıtını arar,bulur.Kendisini kimin öldürdüğünü merak etmektedir.
Ezginin Günlüğü grubunun eski solisti olan,söz yazarı Hüsnü Arkan,kurmuş olduğu öteki dünyadan bir yaşam aktarmasıyla,bu dünyaya ait ayrıntılarla fantastik bir dünya yaratır.Bu öteki dünyada ayakkabı sektörünün son ürünü 1976 yılına aittir,vitrinlerinde 2005 yılının üretimi olan giysiler bulunur,mutfak aletleri 1800’lerden kalmıştır,tüketilen şeyler tükenmez,hayvanlarsa yoktur.
Ölüm anına,ölüme dair fantastik anlatımlar barındıran roman ölüm ve yaşama farklı bir yerden bakıp,bilindik kavramları yeniden inşa eder.
Romanda Haldun’un,aslında ölmüş olan birinin yaşamına ait iç hesaplaşması da vardır.
Ölüler dünyasında geçen, ölüm sonrasına ait kendi lafı olan,kurduğu fantastik dünya ile beni kendine daha ilk sayfada bağlayan bu romanı keyifle okudum.