Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk

Soren Kierkegaard

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk Gönderileri

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk kitaplarını, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk sözleri ve alıntılarını, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk yazarlarını, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanların gözünde tehlike, kaybetme olasılığı nedeniyle riske girmektir. Hiç riskin olmayışı,  işte bilgelik. Buna rağmen hiç riske girmemek, bu kadar kolay bir şeymiş gibi kaybedilmiş olmasına rağmen riske girerek kaybedilmeyecek şeyi kaybetmek ne korkunç kolaylıktır: Kaybedilen nedir? Kendin. Çünkü riske girersem ve aldanırsam, o zaman(!) yaşam beni kurtarmak için cezalandırır. Ama hiç riske girmezsem bana kim yardım eder?
Susarak bir kez pişman olunmasına karşın, konuşulduğu için on kez pişman olunduğunu savunan özdeyiş de bu anlamdadır; niçin? Çünkü maddesel bir olgu olan sözlerimiz bizi sıkıntılara sokabilir ki bu gerçektir. Ama susmak da pek o kadar masum değildir! Hele, tehlikelerin en kötüsü olduğu zaman.
Reklam
Genelde insanlar korkulacak neyin olduğunu, nedenin ne olduğunu bilmemektedirler. Ve yaşamı engellemek yerine kolaylaştıran ve sizi keyifle dolduran bu umutsuzluk, doğal olarak umutsuzluk gibi ele alınmamaktadır.
Bu şekilde ben'ini kaybeden bu tür umutsuz kişi dünyada başarmak, uygun olmak için belirsiz bir yeteneğe kavuşur. Burada hiçbir güçlük yok, burada ben ve sonsuzlaşması bir engel olmaktan çıkmıştır; kaydırak taşı gibi pürüzsüz olan insanımız her yerde tedavüldeki para gibi dolaşır. Umutsuz bir kişi olarak ele alınması bir yana, tam da istenilen insan olarak gösterilir.
Çevresinde büyük kalabalıkların toplandığını görmekle, dünyanın gidişatını kavramaya çalışırken bu kadar çok insansal işleri omuzlarına almakla bu umutsuz kişi kendini unutur, kutsal ismini unutur, artık kendine inanmaya cesaret edemez ve kendi olmayı çok güç bir olay görür ve diğerlerine benzemeyi, bir taklitçi, yığın içinde kaybolan bir numara olmayı daha basit ve güvenli bulur.
Duyularının egemenliği altına girmiş romatizmalının içgüdüsel olarak bedeninin en küçük hava değişimini hissetmesine yol açacak kadar rüzgârların ve iklimin etkisine bağlı olması gibi düş gücüne, gömülmüş insan her zaman sonsuzluğa katılır; ama bu, her zaman artık kendi olmadan gerçekleşir, çünkü bu durumda ben'inden sürekli uzaklaşır.
Reklam
İnsanı sonsuzluğa taşıyan düş gücüdür, ama hayal bunu, insanı kendinden uzaklaştırarak ve böylece tekrar kendine dönmekten alıkoyarak yapar.
Gerçek dışının öncelikle düş gücüne bağlı olduğu gerçektir; ama düş gücü de duyguya, bilgiye, istence dokunur; böylece hayali bir duyguya, bilgiye, istence sahip olunabilir.
O hâlde kendini önceden sonsuz zanneden veya sonsuz olmak isteyen her insansal yaşamda, her an bile umutsuzluktur.
O hâlde kendi hâline gelmeyi başaramadığı sürece 'ben' kendi değildir; ama kendi olmamak umutsuzluktur.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.