Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk

Soren Kierkegaard

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk Hakkında

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Ölümcül Hastalık Umutsuzluk, felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri. Kierkegaard'ın, tüm yaşamı boyunca sorguladığı konuları özetleyerek bunları çözümlemeye çalıştığı bir yapıt. Kierkegaard bu yapıtında, tüm yaşamımıza eşlik eden var oluşumuzun gizemini yansıtan umutsuzluk duygusu tüm yönleriyle ortaya koymakta ve bu duygunun anlamı sorgulamaktadır. Varoluşan özü, "sonsuzluk" özlemiyle yanan insanın " sonluluk çırpınışıdır. Kierkegaard Ölümcül Hastalık Umutsuzluk'ta bu öze dokunuyor ve Unamuno, Heidegger, Jaspers, Marcel, Sartre ve diğer varoluşcularda somutlaşan felsefi düşünce akımı başlatan düğmeye basıyor. Kierkegaard'a göre umutsuzluk ölümcül hastalıktır, umutsuzluk günahtır ve umutsuzluk evrenseldir. Bu günah, bu ölümcül hastalık benlik ve ruh'un tüm ilişkilerinin de çerçevesini oluşturur. Çünkü nasıl umutsuzluk benliğin hastalığıysa, ölümsüzlük de ruhun hastalığı, dolayısıyla umutsuzluğudur. O halde insan bu olumsuzluktan çıkmak zorundadır. Bu çıkış sonluluktan sonsuzluğa geçişle gerçekleşebilir. Bu geçişi hangi benlik gerçekleştirir? Sürüsü karşısında çobanın benliği, ana baba karşısında bireyin benliği değil; Tanrı karşısında bireyin benliği değil; Tanrı karşısında insanın benliği başarabilir bunu. Daha açık bir deyişle olumsuzluktan kurtulmak, benliğe yabancılaşma anlamına gelen umutsuzluktan kaçınmak, bireyin yaratıcısıyla karşı karşıya gelme cesaretini göstermesiyle mümkündür. Kierkegaard bu cesur eylemi İman olarak tanımlıyor. "İman, benliğin kendine dönerken, kendisi olamk isterken, kendi saydamlığı içinden onu ortaya koyan gücün içine atlamasıdır." Kierkgaard insanın manevi dünyasıyla ilgilenerek , yaşadığı çöküşleri hiçbir bilimin irdeleyemeyeceği bir derinlikte ele almış, aynı zamanda umutsuzluğu reddetmenin, umutsuz olmadığını söylemenin de umutsuzluk olduğunu belirttiği durumu göstermiştir. Ne yazık ki her şeyin maddeleştiği bir dünyada yaşayan günümüz insanı, farkında olmadan, Kierkegaard'ın yüz elli yıl önce mükemmel bir biçimde betimlediği umutsuzluğun içinde çırpınmaktadır.
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 13 dk.Sayfa Sayısı: 149Basım Tarihi: Ocak 1997İlk Yayın Tarihi: Temmuz 1849Yayınevi: Ayrıntı YayınlarıOrijinal Adı: Sygdommen til Døden
ISBN: 9789755391724Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 52.6
Erkek% 47.4
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Soren Kierkegaard
Soren KierkegaardYazar · 42 kitap
Soren Aabye Kierkegaard (1813-1855), Danimarkalı filozof ve teolog. Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancinin tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, din ve Tanrıyı tamamen bireysel bir konu olarak değerlendirdi. Bu yönde giderek sistematik felsefenin bireyi göz ardı eden bütüncüllüğünü de reddetti. Felsefesinde bireyi merkeze aldı. Felsefesi Kierkegaard, varoluşçuluğun öncülerinden sayılır.Varoluşçu felsefe bir bakıma her varoluşçu filozofta kendine özgü bir nitelik kazanarak ayrıca tanımlanır, ancak bilinen genel nitelikleri ve felsefi özgürlüğü açısından varoluşçuluğun kurucu isimlerinin başında Kierkegaard sayılmaktadır. Kierkegaard'ın belli bir felsefî sistematik geliştirmediği doğru olmakla birlikte (Kierkegaard bu anlamda Nietzsche gibi bağımsız ve dizgesiz filozoflardandır), kullandığı kavramlar ve felsefe yapma tarzı sonradan varoluşçu felsefelerde görülen nitelikleri barındırır. Kierkegaard'ın itiraz ettiği ve sürekli eleştirdiği filozof Hegel'dir. Hegel'in rasyonalist ve sistematik felsefesi Kierkegaard için kabul edilemezdir.Varoluşçu felsefelerde görülen kavramların çoğunluğu öncül olarak Kierkegaard'da görülür: saçma, bunaltı, korku ve kaygı.Kierkegaard'ın felsefî sorunsalı bir bakıma mevcut Hıristiyanlık içinde ve hatta karşısında nasıl iyi bir Hıristiyan olunacağı noktasına da bağlıdır. Kierkegaard, felsefe tarihinin soyut mantıksal kurgularla geliştiğini ve bu nedenle bireyi, bireyin gerçek yaşamını gözden kaçırdığını düşünür.Ona göre varoluş, somut ve öznel insanın yaşamıdır.Bu nedenle felsefe somut düşünmeye, yani varoluşa yönelmelidir.