Ölümcül Yumurtalar

Mihail Bulgakov

En Eski Ölümcül Yumurtalar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ölümcül Yumurtalar sözleri ve alıntılarını, en eski Ölümcül Yumurtalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Heyhat! Aleksandr Semyonoviç’in harıl harıl çalışan beyninin durmaması devlet adına talihsizlikti.”
— Yetersiz beslenme! Profesör kesinlikle haklıydı: Vlas’ın un; karakurbağalarının da un kurduyla beslenmesi gerekiyor, fakat ilki bulunmayınca, haliyle İkincisi de olmuyordu. Persikov hayatta kalan 20 ağaç kurbağası numunesini hamamböcekleriyle beslemeye niyetlenmiş, fakat hamamböcekleri de savaş komünizmine karşı düşmanca tavır takınarak ortadan kaybolmuşlardı. Böylelikle son numuneleri de enstitü avlusundaki lağım çukuruna atmaları gerekti. Ölümlerin, özellikle Surinam kurbağasının ölümünün Persikov’un üzerinde yarattığı etkiyi tarif etmek mümkün değil. Bu ölümlerde nedense, dönemin Halk Eğitim Komiserliği’ni suçluyordu profesör. Şapkası ve galoşlarıyla buz gibi enstitünün koridorunda dikilirken sivri, sarı keçisakallı zarif bir centilmen olan asistanı İvanov’a şöyle dedi: — Olanlardan sonra bunları gebertmek bile az gelir Pyotr Stepanoviç! Ne yaptıklarını sanıyorlar? Koca enstitüyü batıracaklar! Öyle değil mi? Eşsiz bir erkek, Pipa americana türünün nadir bir örneği, 13 santim uzunluğunda...
Reklam
İşler sonra daha da kötüye gitti. Vlas’ın ölümüyle enstitünün pencereleri boydan boya buz tuttu, öyle ki camların aralarını rengârenk bir buz tabakası doldurdu. Tavşanlar; tilkiler, kurtlar, balıklar ve yegâne çayır yılanına kadar tüm canlılar son nefesini verdi. Persikov günlerce tek kelime etmedi, sonra zatürree geçirdi, fakat ölmedi. İyileştiğinde haftada iki kez enstitüye gelip, dışarıdaki hava nasıl olursa olsun her zaman eksi 5 derece olan yuvarlak salonda kulaklarını örten kalpağı, galoşları ve kaşkoluyla, ağzından buhar çıkararak sekiz dinleyicisine “Sıcak Kuşak Sürüngenleri” temalı bir dizi ders verdi. Geri kalan zamanlarındaysa Persikov, Preçistenka’daki evinin tavana kadar kitap dolu odasında, divanda, kareli battaniyesinin altında uzanıyor, öksürüyor, Marya Stepanovna’nın yaldızlı sandalyeleri tıktığı ocağın ağzındaki alevlere bakıyor ve Surinam kurbağasını yâd ediyordu.
Gözlerinden anlaşıldığı üzere onu en çok etkileyen şey, tavana kadar uzanan kitaplarla dolu on iki raflı kitaplıktı.
Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Açık konuşalım: Keşfettiğiniz şey, eşi benzeri olmayan, görülmemiş bir şey... -Sözcükler ağzından güçlükle dökülüyordu, sonunda dilinin altındaki baklayı çıkardı: — Profesör Persikov, siz yaşam ışınını buldunuz!
Heyhat! Profesörün yanlış yazılmış soyadı da kendisini kurtarmaya yetmedi ve daha hemen ertesi gün başlayan olaylar bir anda Persikov’un yaşamını altüst etti. Pankrat kapıyı çaldıktan sonra laboratuvara girdi; Persikov’a gösterişli, parlak bir kartvizit teslim etti ve: — Burada, -diye ekledi çekinerek. Kartvizitin üstündeki zarif yazı şöyleydi:  Alfred Arkadiyeviç Bronski Moskova Kızıl Işık, Kızıl Biber, Kızıl Dergi, Kızıl Projektör dergileri ve Kızıl Moskova Akşam Gazetesi Muhabiri.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.