Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ölümlü Makineler

Stanislaw Lem

Ölümlü Makineler Gönderileri

Ölümlü Makineler kitaplarını, Ölümlü Makineler sözleri ve alıntılarını, Ölümlü Makineler yazarlarını, Ölümlü Makineler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Tamam, tamam! Yeter ki düşünme! Gerisi çantada keklik!”
Reklam
“bu hiç de iyi değil! Pekâlâ dostum, tek yapman gereken düşünmemek, gerisi çantada keklik!”
246 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Konular güzel ama ...
SPOİLERSIZ . Stanislaw Lem'in okuduğum ilk kitabıydı. Kendisi ünlü bir bilim kurgu yazarıdır. Kitap robotları anlatan parça parça öykülerden oluşuyor. . Her kitapta bambaşka gezegenlerde ve sistemlerde, bambaşka bir fizik kurallarına sahip. Mükemmel bir bakış açısına sahip yazar. Devasa robotlardan, hükümdar robotlara, türlü işlevlere sahip robotlardan, robot akıl hastanesine kadar her konuya sahip. . AMA öncelikle ben konularda kullanılan dili biraz garip buldum. Hatta yer yer ilkokul seviyesinde bir anlatım dili kullanılmış. Onun dışında o kadar çok terim doldurmuş ki öykülerine, terimler hem yazarın kendi ürettiği Bilim kurgu terimleri hem de karmaşıklar. Düşünün hiç duymadığınız bir terim okuyorsunuz, bir cümle sonra buna benzer başka bir terim, başka bir terim. Fikir güzel ama hikayeye yedirmesi gerekirdi. . Bazı öykülerde anlatıyor anlatıyor anlatıyor sonra bir anda pat diye bitiyor. Herhangi bir sonuca bağlamadan, herhangi ana fikir vermeden. . Yazarın hayal gücüne hayran kaldım. Kesinlikle süper bir düşünce yapısına sahip fakat anlatım konusu ve olay örgüsünü kurmadaki başarısını vasat olarak görüyorum. Bu da eseri ortalama bir eser yapıyor ya da hayranı için bunu da okuyayım eseri. . Değerlendirmem :6/10
Ölümlü Makineler
Ölümlü MakinelerStanislaw Lem · İletişim Yayınları · 200142 okunma
bilmeme olanak olmayan bir şeyi kesin bir şekilde biliyorsam rüyada olmam gerekirdi,
Reklam
“Entelektronik uzmanı olmadığım için Kreo hakkında size fazla bir şey söyleyemeyeceğim.
“Çekiciniz yok, değil mi?” diye sordu. “Hayır.” “Ne yazık. Başım ağrıyor.” Onunla konuşmaya başladım. Hastalık hastası bir robottu. Gıcırdayan el arabasında yedek parçalar taşıyordu.
ergo sadece hiçlik vardır, yani hiçbir şey yoktur. Kanıtın inceliği ve kesinliği karşısında hayran kaldım. Anlamadığım tek şey Profesör Urlip’in burada ne işi olduğuydu. Sonunda zavallı filozofun epey delirmiş olduğunu anladım - bunu bana kendisi söyledi. Deliliği, artık kendi öğretisine inanmamasından kaynaklanıyordu, hatta dediğine göre zaman zaman kendisine bazı şeyler var gibi geliyormuş.
bir rüya, rüyayı gören birini gerektirir. Rüya gören birinin koyutlanması da gereksiz bir hipotezdir, çünkü bazen bir rüyada başka bir rüya da görülebilir. Böylece her şey daha sonraki rüya tarafından görülür ve bu sonsuza dek böyle sürer.
Reklam
“Bana sadece bir milyar yıl verin ve neler yaratabileceğimi görün”
“Ne kadar sulu... ne kadar etli...yumuşak... Albümin! İiiiyk, albümin... Bir süre için hareket eden bir pıhtı - düşünen bir peynir, trajik bir protein kazası, yürüyen bir çöplük...”
Sana ne kadar acıyorum, Evren’in kurbanı! Yaşamak ne kadar büyük bir ıstırap, ne kadar umutsuz bir kapan...”
Bugünlerde çılgınca bağırıp çağıran robotlar yok, Bay Tichy, o günler tarih oldu. Bizim terapimiz modern. Geçen yüzyılın yöntemleri -ana boruyu yumuşatmak için tellerin kaynak yapılması, tıkaçlar ve diğer işkence aletlerinin kullanımı- artık tıp tarihine karışmıştır.
görünmeyen odalardan müzik sesleri geliyordu; lobiden geçerken Çin yapbozları, renkli albümler ve cesurca yapılmış çıplak bir robot heykeli gördüm.
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.