Öne Çıkan Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri Gönderileri
Öne Çıkan Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri kitaplarını, öne çıkan Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri yazarlarını, öne çıkan Ölümlülük Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Görünürde olmak" birey olmanın yoludur; belki de biri olmanın tek yolu. "Herkes" der Debray, gizliden gizliye var olmadığından korkar; çünkü başkaları onun var olma hakkının farkına varmadığı sürece aslında o yoktur.”
Ama aşka daha önce hiçbir zaman taşımasının istenmediği yeni ağırlıklar yükleyen şey, denenmiş, eski yaşamdan kalma yollarının tükenmesi sonucunda ortaya çıkan çağdaş bir açmazdır.
Ölüm, başka bir bağlamda da, aklın gücüne pervasızca karşı koyar; Aklın gücü iyi seçim yapmak için bir kılavuzdur, oysa ölümde seçim yapma söz konusu değildir. Ölüm utanılacak bir durumdur, aklın aşağılanmasıdır. Ölüm, akla duyulan güveni ve aklın söz verdiği güvenirliği çökertir. Aklın yalanını yüksek sesle açığa vurur. Aklın sunduğu güvenirliği içten içe zayıflatan ve sonunda yok eden bir korku salar. Akıl, kendisini bu utançtan kurtaramaz. Yalnızca utancını gizlemeye çalışır. Gizler de. Ölümün keşfedilmesinden bu yana (ölümü keşfetmiş olma durumu insanlık için belirleyici ve ayırt edici bir özelliktir), insan toplumları, bu utancı unutturabilir umuduyla, ince kurnazlıklar üretip durdular; başarılı olamayınca, onu düşünmemeyi başarabileceklerini umdular; bunda da başarılı olamayınca, bu utançtan söz etmeyi yasakladılar. Ernest Becker'e göre: "Bütün kültür, insana özgü bütün yaratıcı yaşam biçimleri, temelde doğal gerçekliğe karşı uydurulmuş bir protesto, insanın içinde bulunduğu durumun hakikatini yadsıma ve insan denen zavallı yaratığı unutma girişimidir. Toplumun kendisi kodlanmış bir kahramanlık dizgesidir. Toplum her yerde insan yaşamının önemine ilişkin canlı bir mit, korkusuzca anlam yaratmadır".
Bana gereksinimi olan birileri bulunduğu sürece, devam eden varlığım "anlam taşır". Beni çağırarak kendi durumları karşısında benim dikkatimi çekerek, kendilerine karşı bana soumluluk duygusu vererek beni olduğum gibi, eşsiz, yeri tutulmaz, vazgeçilmez bir bireye dönüştürürler: Yok oluşu evrende bir gedik açacak, dehşetimin kaynağı olan o boşluğu yaratacak varlık. "Biri için değilsem", yokum. İnsan anlamı olan bir varlıktır. Başkaları için var olma, "doğal olarak" en baştan itibaren, "gerçekçi olarak", görünmezlik için sınır oluşturan kesinlik derecesiyle insan durumunda var olan tek anlamdır. Benimle koşullu varoluşun saçma boşluğu arasında duran tek şey bu tür bir "başkaları için varoluş"tur.
"Görünürde olmak" birey olmanın yoludur; belki de biri olmanın tek yolu. Büyük tarihi tablolarda önderler ve komutanlar her zaman önde oturur ya da ayakta durur ve tam odakta resmedilmiştir. Yüzleri vardır; son derece kendine özgü ve dikkat çeken yüzler, her biri eşsiz ve taklit edilemez ağır çizgiler, burun, gözler, kendine özgü bir gülüş, çatık kaş, kırışıklar, kabartılar, vb... Buna karşıt olarak diğerlerinin yüzleri yoktur: Tanımlanabilen özelliklerden yoksun, art alandaki belli belirsiz şekiller ayırdedilemez ve kabaca birbirinin yerine konabilir. Bunlar bireyler topluluğu değil, kitledir. Kitle olmalarının bir işlevi vardır: Öndekilerinin bireyselliğinin parlamasına olanak tanırlar. Pek çoğunun belli belirsiz yüzlerinin olması az sayıdakilerin yüzüne anlam katar.