Ya bir duyu organımız daha olsaydı? Niçin altıncısını geliştirmeyelim? Ya da sekize çıkarmayalım? Yahut da on ikiye? O zaman dünya bambaşka olmaz mıydı? Belki daha altıncısında zaman kavramı kaybolurdu. Belki de mekân kavramı. Yahut ölüm kavramı. Ya da acı veya ahlak kavramları. Yaşamamızla ilgili bugünkü kavramlar besbelli silinirdi. Benliğimizin içinde oldukça sınırlı organlar sayesinde dolaşıyoruz. Bir köpek insandan daha iyi işitiyor. Bir yarasa bütün engellere karşın kapalı gözle yolunu buluyor. Bir kelebekte radyo alıcısı var ve bu sayede kilometrelerce ötedeki dişisine doğru uçabiliyor. Göçmen kuşlar yön kestirmede bizden çok üstündür. Yılanlar derileriyle işitiyorlar. Doğa bilimi buna benzer yüzlerce örnek biliyor. Öyleyse herhangi bir şeyi kesinlikle nasıl bilebiliriz? Bir organımızın geliştirilmesini ya da yeni bir organın ortaya çıkarılmasını şöyle bir göz önüne getirin... dünya tüm değişecektir ve Tanrı kavramı da kökünden değişecektir.