Ölümsüzlük ve Pilgrim

Timothy Findley

Sayfa Sayısına Göre Ölümsüzlük ve Pilgrim Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Ölümsüzlük ve Pilgrim sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Ölümsüzlük ve Pilgrim kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Phoebe, "Klinikte Bay Pilgrim'ın yanında kalıp ona orada bakacak mısınız, ne dersiniz?" diye sordu. "Galiba," diye yanıtladı Forster. Phoebe, "Aklından zoru olan kimselerin bulundukları bir yerde işim olsun istemem," dedi. "Orada neler olduğunu Tanrı bilir. Bütün o delilerin arasında..." "Deli değiller ki," diyerek karşı çıktı Forster. "Hasta onlar. İyileşsinler diye kliniğe yatırılıyorlar, nasıl verem olduklarında Davos'a götürülüyorlarsa, bu da öyle." Forster böyle üstünlük taslayarak konuşunca, Davos'un adını hiç duymamış olan Phoebe düpedüz aşağılanmış oluyordu. "Sanırım öyle," diyebildi. "Fakat, yine de..."
Sayfa 19 - Birinci Kitap, 2Kitabı okudu
"Evet, hem de iyi bilirim. Erkek kardeşlerimle kocam Cambridge'deki King's College'da okudular. Oralar cennetten farksızdır." "Ya Bay Pilgrim?" "Oxford'da öğrenim görmüş. Magdalen Koleji diye bir yer. Pek yazık, ona acıyorum." Gülümsedi. "Acımak mı?" "Öyle. Biz İngiltere'de böyle yorumlara 'ironik' deriz, Doktor. Şaka yapmıştım. Bir üniversitede okuyan öğrenciler bir başkasında okuyanları şakacıktan küçük görürler ya."
Sayfa 22 - Birinci Kitap, 3Kitabı okudu
Reklam
Kessler sesini çıkarmadı. Kontes Blavinskeya'yı tanıyordu. Eskiden ünlü bir balerin olan bu kadına bakma sorumluluğu arada sırada kendisine verilirdi -başkalarının çekindiği bu görev, Kessler için sorun olmazdı. Ay'da yaşamış olduğuna inanan bu kadın, doktorlar arasında tartışma konusuydu. Doktor Furtwangler de aralarında olmak üzere
Sayfa 29 - Birinci Kitap, 4Kitabı okudu
Pilgrim kımıltısız oturuyordu. Kendi ellerini görebiliyordu. Kessler'in bıraktığı yerde, katlanmış dururlarken yüzüne bakıyorlardı, avuçları tabaklar kadar solgundu. Hoş gözlerini kapatsa da olurdu. Dışarısını göremiyor, yalnızca kendi içine bakabiliyordu.
Sayfa 30 - Birinci Kitap, 4Kitabı okudu
James anlatıyordu: "Aslında ne kadar zor olduğunu görmek için bu konuk odasına, buraya toplanmış onca kalabalığa şöyle bir bakmak yeterli. Birinin yüzünü okumak. Bir davranışını yorumlamak. Bunlardan herhangi biriyle ilgili bana ne söyleyebilirsiniz? Hayal edebileceğinizden bile daha azını, ruhlarını okuduğunuzu düşünseniz bile, inanın bana bu böyle, Pilgrim. Şöyle ya da böyle, az ya da çok, her biri yalancıdır. Kimse kendisiyle ilgili gerçeği 'söyleyemez'. Bu tümüyle olanakdışı. Bazı şeylerin her zaman haklı çıkarılması gerekir. 'Daima' bir şeyler haklı çıkarılmalıdır. Bizler birbirimize korkunç zarar vermekteyiz, çünkü yalnızca kendi zaaf­larımızı haklı çıkarırız, başkalarınınkini değil. Buysa üzücü. Kısaca..." -sözlerini bağlarken gözlerinde bir kıvılcım ateşi parlıyordu- "... varmak istediğim nokta bu. Çünkü başkalarının yalanlarını görüp dile getirebiliyor ve onları haklı çıkarabiliyorum." "Ya sizinkiler, Bay James?" dedim. "Sizin kendi yalanlarınız?" "Benim hiç yok," diye yanıtladı. "Bana söyleyecek yalan kalmaz. Ben hepsini kâğıda aktarırım." "Anladım." "Yanlış bir izlenimle gitmenizi istemem, Bay Pilgrim. İçimde hiç yalan dolan yok demek istemiyorum - yalnızca artık kendime yalan söylemediğimi söylüyorum. Artık kendimi aklamıyorum. Tek yaptığım kayda geçirmek."
Sayfa 39 - Birinci Kitap, 6Kitabı okudu
Şöyle ya da böyle, az ya da çok, her biri yalancıdır. Kimse kendisiyle ilgili gerçeği 'söyleyemez'. Bu tümüyle olanakdışı. Bazı şeylerin her zaman haklı çıkarılması gerekir. 'Daima' bir şeyler haklı çıkarılmalıdır. Bizler birbirimize korkunç zarar vermekteyiz, çünkü yalnızca kendi zaaf­larımızı haklı çıkarırız, başkalarınınkini değil.
Sayfa 39 - Birinci Kitap, 6Kitabı okudu
Reklam
171 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.