Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Paşa

İvo Andriç

Ömer Paşa Sözleri ve Alıntıları

Ömer Paşa sözleri ve alıntılarını, Ömer Paşa kitap alıntılarını, Ömer Paşa en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türklerde kibir; kas veya silah gibi gerçek bir güçtü, açıkça bir savaş aracı olarak kullanılıyordu; başkaları üzerinde baskı kurmanın, anlan sömürmenin veya yok etmenin bir biçimiydi.
Sayfa 127
Saraybosna
Yağışlı bir güz, sert bir kış geçiren tüm kentler gibi, Saraybosna'da da nisan ayı gelir gelmez kendini hissettirmeye başlayan yaz mevsimi görkemli olur. Bu ayın yumuşaklığı başka yerlerde olduğu gibi rüzgarla dağılmaz veya erken bastıran sıcaklarla kuruyup gitmez; Saraybosna çukurunda dingin bir biçimde, bir çanağın dibindeymişçesine yavaş yavaş serpilir, gelişir, uzar ve herkes ondan yararlanabilir.; yaşamı daha güzel kılar, en azından kolaylaştırır.
Sayfa 9 - İletişim
Reklam
Kim Peki O...?
Yoldan geçen ve senin tırnağın bile olamayacak biri öylesine gelip kıracak ve ziyan edecek seni.
Sayfa 183 - İletişimKitabı okudu
Geliş
Tüm yalanları ve iftiraları bana övgü gibi geliyor ve şerefimi artırıyor.
Sayfa 28 - İletişimKitabı okudu
Köpek nasıl havlıyorsa, horoz nasıl ötüyorsa o da yalan söylüyor, çünkü başka türlüsü elinden gelmiyor. Nasıl bazılarında mükemmel bir kulak ve güzel bir ses olursa, onda da yalan söylemek Allah vergisi.
Sayfa 278Kitabı okudu
Açlık -dünyayı böyle görüyor ve artık başka türlü göremiyordu- her canlının ezeli, ebedi eşiydi. İnsanın yeryüzündeki yazgısıydı ve ona karşı mücadele etmek çok zordu; üzerimize saldırıyor, bizi bir kaledeymişiz gibi kuşatıyor ve zaman zaman herhangi bir hileyle onu püskürtmeyi başarsak bile bu ancak eksik ve geçici bir kurtuluş oluyordu: Yiyip içerken tüm insanların beslemeye yetecek kadar gıda olmayacağını, açlık ve susuzluğun yolumuzu gözlediğini, her gün geri geldiklerini ve daha uzun süre onların pençesine düşmeyeceğimize fazla güvenmemek gerektiğini biliyorduk. Doygunluk, her türlü tehdite açık, sıradışı ve geçici bir haldi. Çoğumuz istediği kadar yiyor, belki ölünceye kadar da böyle yaşayacak; ama aç olan diğerleri hiç aklımızdan çıkmayacaksa, yarın biz de kendi parmaklarımızı kemirecek ve yazın sıcaktan kavrulan bir yolda ezilip kalmış bir tavuk gibi ağzımız susuzluktan bir karış açık kalacaksa ne işe yarar ki bu?
Sayfa 231
Reklam
Şu halimize bakınca, geçmişte ne gerekirdi, şu an ne gerekiyor veya ne gerekecek hakkında ne söylesek boşuna.
Sayfa 58 - İletişimKitabı okudu
(ORDU)Bu sözcük uzun süredir her yerde ve her tonda, ama çoğunlukla kısık sesle ve kaygılı bir havayla telaffuz edilir. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, siyasetten, toplumsal kargaşa ve çatışmalardan tamamen habersiz kişiler bile sözcüğü böyle telaffuz eder. O güne dek görüldüğü türden, Bosna'da sözde manevralar yapan küçük bir nizami bölük ve teçhizatı yetersiz birkaç redif birliğinden oluşan o bildik "ordu"nun değil, masallardaki gibi savaşmaya ve öldürmeye, yakıp yıkıp yağmalamaya gelmiş, çatışmanın sonucu ne olursa olsun bir ülkenin ve o ülkede yaşayan insanların kaderini değiştirecek gerçek bir ordunun söz konusu olduğunun farkındadır çünkü herkes.
Sayfa 33
Yaşı gelmişti artık, o kritik yaş: Kırkını geride bırakmıştı. Yaklaşan ihtiyarlıkla birlikte, harcanmış bir gençliğin geç kalmış krizleriyle hastalıklar iç içe geçiyor, varlığını ve kişiliğini tepeden tırnağa yenileme isteği ruhunu derinden sarsıyordu.
Sayfa 196
Adam hafif ve saydam gibiydi, bir Hint fakiri kadar kara kuruydu ve geniş fesin altında, gür sakalın ve saçların gerisinde, bol giysilerin ve ağır galoşların içinde incecik kemikli, bir ateşin sanki içten içe kemirdiği cılız bir beden gizlendiği hemen fark ediliyordu. Ama belki de bu nedenle hüzünlü ve çevik bir biçimde hareket ediyordu.
Sayfa 100
64 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.