Ömer Seyfettin’den Seçme Hikâyeler Sözleri ve Alıntıları
Ömer Seyfettin’den Seçme Hikâyeler sözleri ve alıntılarını, Ömer Seyfettin’den Seçme Hikâyeler kitap alıntılarını, Ömer Seyfettin’den Seçme Hikâyeler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mesela elli senedir gezmekle bitiremediği şu İstanbul "bir milyon küsür sayfalı" kocaman bir kitaptı. Sokaklarında,çarşısında,pazarında dolaşan her varlık ayrı bir dünya,ayrı bir kitaptı.
"Ne ses yarabbi! Sanki billur...Karlı tepelerdeki donmuş kaynaklardan taşarak güneş girmeyen ormanları tarayan gizli bir ırmağın çağıltısı kadar saf.."
Bireyler ugrasmaya degmez. Onlar bir denizin dalgalari gibidir. Gercek olan denizdir, yani toplumdur. Dalgalar, yani bireyler gelip gecici sekillerdir...
— Dünyada bunun kadar iyi adam yoktu. Allah rahmet eylesin...
Diye acıyorlardı. Fakat Deli Murat:
— Hayır, hayır, dedi, bu adam ölüme lâyık bir günahkârmış!...
Tanıyanlar tekrar reddettiler:
— Hayır, mübarek bir adamdı! Hemşehrilerinden kimseye fenalık etmedi. Beş vakit namaz kıldı. Üç ay oruç tuttu. Fakire, fukaraya baktı. Öksüzler büyüttü...
— Hayır, hayır, dedi, bu adam ölüme lâyık bir günahkârmış!...
Ama cesedin başında herkes iyiliğine dair tanıklıkta ısrar ediyordu. Nihayet Deli Murat:
— O halde, bu adam şimdi gayet büyük bir günah işlemeye gidiyormuş! dedi. Uşaklarına ölünün üzerini aramalarını emretti. Küçük bir mektuptan başka bir şey bulamadılar. Bu mektup, genç ve namuslu bir kadının aleyhinde yazılmış, kocasına gönderiliyordu.
Büyük Selahattin kendisinden aman dileyen Kudüs'ü aldıktan sonra hiç durmamıştı. Şam'da, "Biraz dinlenelim." istirhamında bulunan askerlerine :
-Ömür kısadır. Ecelden emin değiliz, cevabını verdi.