En Eski On Dakika Otuz Sekiz Saniye kitaplarını, en eski On Dakika Otuz Sekiz Saniye sözleri ve alıntılarını, en eski On Dakika Otuz Sekiz Saniye yazarlarını, en eski On Dakika Otuz Sekiz Saniye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha dün akşam Beyoğlu'ndan salınarak geçmiş, adlarını ya askeri liderlerden ya milli kahramanlardan -hep ama hep erkeklerden- alan sokaklarda gezdirmişti gölgesini.
Ademoğulları Havvakızları nedense varoluşlarının dönüm noktalarıyla ilgili bitimsiz bir sabırsızlık içindelerdi. Mesela zannediyorlardı ki evlilik defterine imza atar atmaz insan hemen “koca” olur, “eş” olur. Oysa işin aslı şuydu ki, evlilik denilen müesseseyi anlamak uzun yıllar sürüyordu. Benzer şekilde, herkes zannediyordu ki insanın çocuğu doğduğu an anne olunur ya da baba olunur. Gerçekteyse, ebeveyn olmayı öğrenmek hayli zaman alıyordu. Keza anneanne babaanne olmayı öğrenmek de öyle. Aynısı emeklilik ve yaşlılık için de geçerliydi. Hayatının yarısını geçirip uğruna hayallerinin çoğunu heba ettiğin bir ofisten çıktığın anda nasıl birdenbire vites değiştirebilirdin ki? O kadar kolay değildi değişime ayak uydurmak, bir sonraki aşamaya geçiş yapmak.
Usul usul şafak söküyordu. Rengarenk ışık huzmeleri -şeftalili belliniler, portakallı martiniler, çilekli margaritalar, buzlu negroniler- ufkun üstünde uzanıyorlardı doğudan batıya.