Sayı: 2

Öncül - Analitik Felsefe Dergisi - Nisan 2019

Öncül Analitik Felsefe Dergisi

Öncül - Analitik Felsefe Dergisi - Nisan 2019 Sözleri ve Alıntıları

Öncül - Analitik Felsefe Dergisi - Nisan 2019 sözleri ve alıntılarını, Öncül - Analitik Felsefe Dergisi - Nisan 2019 kitap alıntılarını, Öncül - Analitik Felsefe Dergisi - Nisan 2019 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öte yandan analitik felsefede ciddi ve sistematik bir metafizik karşıtlığı, felsefenin neredeyse tamamen dil analiziyle ilgilenmesinin gerekliliği ve geleneksel felsefi problemlerin büyük oranda anlamsız olduğu gibi tezleri yazı dizimizin gelecek bölümünde inceleyeceğimiz Viyana Çevresi’ne atfetmemiz, doğruluğu hala tartışmalı olmakla beraber, daha doğru olacaktır. Burada göz önünde bulundurulması gereken şey analitik felsefenin özü itibariyle bu tezlere bağlı kalmasının gerekmemesidir. Yani analitik felsefe doğası gereği geleneksel felsefenin problemleriyle ilgilenmeye karşı değildir. Dil analiziyle en fazla özdeşleştirildiği başlangıç döneminde bile analitik felsefe kendisini dil analiziyle sınırlamamıştır.
Nötr Monizm Zihin-beden problemi ya da fiziksel varlıkların zihinle olan ilişkisi çözülmesi oldukça zor felsefi problemlere yol açan bir konudur. Bu problemin çözümüne dair oldukça ilginç çözüm önerilerinden biri Nötr Monizm olarak bilinir. Monizm tek bir tözün olduğunu söyler. Peki bu tözün “nötr” olduğu söylenirken kastedilen şey nedir? Basitçe söyleyecek olursak Nötr Monizm materyalizmin söylediğinin aksine madde, ruhu kabul edenlerin aksine de ruh olmayan bir tözden bahseder. Bu tözün nötr ya da tarafsız olmasının nedeni ne fiziksel ne de zihinsel/ruhsal olmasıdır. Fiziksel ve zihinsel tözlerin yegane alternatifler olarak görüldüğü standart görüş Nötr Monizm’de reddedilir. Dahası tek tözün kabul edilmesi söz konusu olduğundan görüş monist ya da tekçidir. Fiziksel ve zihinsel varlıklarsa bir anlamda bu tek tözden kaynaklanırlar. Felsefe tarihine aşina olan okuyucular Russell’ın bu konudaki fikirlerinin Spinoza’ya benzerliğini fark etmiş olabilirler. Gerçekten de Russell Spinoza’ya ciddi bir hayranlık besler ve muhtemelen bu konudaki görüşlerinin şekillenmesinde bu hayranlığın da bir payı vardır. Bir tözün “nötr” olması ne anlama gelir? Russell nötr tözü maddenin içinden geçilemez yapısına ve aynı zamanda zihinselliğe de sahip olmama şeklinde tanımlar. İkisinin “dışındaki” şey ne maddedir ne de zihinseldir. Maddesel ve zihinsel özelliklerin kaynağıysa işte bu tözdür. Russell maddi ve zihinsel töz kavramlarını analiz ettiği zaman aradaki ayrımın keyfi bir ayrım olduğuna ulaşır.
Reklam
Bilgelik epistemik çözümlemeyle, anlaşılabilirlik dille
Russell’ın yanında mantık öğrenen Ludwig Wittgenstein’ın analitik felsefenin tarihinde derin bir etki bırakmış kısa kitabı Tractatus Logico Philosophicus 1921’de Almanca olarak yayınlanır. Kitabın ana amacı felsefenin çoğu problemini bu problemlerin aslında sahte problemler olduğunu göstererek çözmektir. Tractatus’ta dilin ne olduğunu ve nasıl işlediğini gördüğümüz zaman pek çok felsefi problemin aslında gerçek problemler olmadıklarını fark edeceğimiz iddia edilir. Felsefenin amacı da hakkında bilgi edinebileceğimiz alanın sınırlarını çekmek, mantık ve dilin istismarına bir son vererek dili daha açık bir hale getirmek suretiyle felsefi problemleri ortadan kaldırmak olmalıdır.
"Siz metafizikî ve felsefî sorunlar yok diyorsunuz!"
Peki neden metafizik karşıtı olduğu düşünülüyor? Biz bunun iki nedeni olduğunu düşünüyoruz: İlk olarak Russell gerçekten de kendi döneminde yaygın olan spekülatif metafizik yapma biçimine karşı çıkıyordu. Sağduyudan radikal bir şekilde sapan teorilere şiddetli bir şekilde karşı çıkıyordu. Kendi zamanında metafizik bu tür, olgusal alandan kopuk, bilimsel verileri göz önüne almayan türden metafizik anlamına geldiği için kendi zamanındaki metafiziğe başkaldırısı metafiziğin geneline karşıtlık şeklinde yorumlanmış olabilir. İkinci nedense Russell’ın hayatının her döneminde bilimlerle içli dışlı olmasıdır. Özellikle eski metafizik yapma biçimi bilimlerden beslenmeyen, “koltuk felsefesi” (armchair philosophy) olarak görülen felsefe yapma biçiminin bir örneği olarak görülmüştür. Russell metafiziğinde de bilimlerden sık sık yararlandığı için yaptığı şeyin yine geleneksel anlamda metafizik olmadığı düşünülmüş olabilir.
Analitik Felsefenin Öyküsü Bölüm 1: Başlangıç ve Kurucular
McTaggart önce Russell’ı duyumcu epistemolojiyi terk etmeye ikna eder. Sonraysa gerçekliğin ruhani olduğuna ikna etmeyi başarır. Russell kariyerinin ilk bölümünde Neo-Hegelci bakış açısıyla çalışmalar yapar. Her zaman bilimlerle içli dışlı olan Russell normalde metafiziksel ilk prensiplerden hareketle çalışan Neo-Hegelciler’in aksine bilimlerin verilerinden hareket ederek Neo-Hegelci “Mutlak”ın kavrayışına sahip olmak ister. Russell’ın bu döneminde bütün bilimler Mutlak’a çeşitli soyutlamalar yaparak, belli bir yönünden yaklaşmaya çalışan kusurlu araçlar olarak görülürler.
Senaryoya gel : P
İkinci örnek olarak şöyle bir senaryo düşünelim: Adnan hem yaradılışçıların hem evrimcilerin yazdıklarını okumak istiyor. Ama evrimciler, yazdıklarını okumasına izin vermeleri için bir şartları olduğunu, Adnan’ın evindeki kedisini öldürmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu durumda Adnan evrimcilerin yazdıklarını okumaktan vazgeçerse ve inancını eksik bilgilerine dayandırırsa, onun ihmalkar bir araştırmacı olduğu söylenebilir mi? Bana söylenemez gibi geliyor. Bilgiye ulaşmak için ödemesi gereken bedel ahlaki sınırlara takılıyor.
Evrimsel Çürütme ArgümanıKitabı okudu
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.