Öte yandan analitik felsefede ciddi ve sistematik bir metafizik karşıtlığı, felsefenin neredeyse tamamen dil analiziyle ilgilenmesinin gerekliliği ve geleneksel felsefi problemlerin büyük oranda anlamsız olduğu gibi tezleri yazı dizimizin gelecek bölümünde inceleyeceğimiz Viyana Çevresi’ne atfetmemiz, doğruluğu hala tartışmalı olmakla beraber, daha doğru olacaktır. Burada göz önünde bulundurulması gereken şey analitik felsefenin özü itibariyle bu tezlere bağlı kalmasının gerekmemesidir. Yani analitik felsefe doğası gereği geleneksel felsefenin problemleriyle ilgilenmeye karşı değildir. Dil analiziyle en fazla özdeşleştirildiği başlangıç döneminde bile analitik felsefe kendisini dil analiziyle sınırlamamıştır.