Biz Türklerin birçoğu –bunu acı da olsa söylemem lâzımdır– buralara, turist, tüccar, memur olarak geliriz ve bu memleketlerin medeni hayatına, huzur ve rahatına hayran oluruz. Fakat kendimize zahmet edip bu ince medeniyetin mânevi temelleri üzerinde düşünmek lüzumunu duymayız. Hapishaneden kurtulmuş bedbahtlar gibi, hayatın şen ve şehvani taraflarına dalarız.