Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Orta Çağ Bilim ve Tefekküründe Türklerin Yeri

Aydın Sayılı

Orta Çağ Bilim ve Tefekküründe Türklerin Yeri Sözleri ve Alıntıları

Orta Çağ Bilim ve Tefekküründe Türklerin Yeri sözleri ve alıntılarını, Orta Çağ Bilim ve Tefekküründe Türklerin Yeri kitap alıntılarını, Orta Çağ Bilim ve Tefekküründe Türklerin Yeri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Avrupa geç ortaçağ boyunca İslâm dünyasından etkiler almakta devam etmiştir.
Tıp medresesinin onüçüncü asır başında doğmasında da Türklerin etkili olduklarına tanıklık edilmektedir. Fakat bu tıp medreselerinin İslâm dünyasında yeterince yaygınlaşmadığı görülüyor.
Reklam
Aritmetik de on tabanlı konumsal sistem veya vaz'î sistem İslam dünyasından Avrupa'ya geçmiştir. Bunda da Harezmi'nin büyük rolü olmuştur. Hatta bu yeni hesaplama sistemi bu sebeple el-Harezmi adının uğradığı bir değişiklik sonucu ortaya çıkan bir sözcükle ifade edilmiş, bu sisteme algorizm adı verilmiştir.
Ayrıca askerî sahra hastanelerinin de Selçuklulardan Haçlılarca öğrenilerek Batı Avrupa'ya intikal ettirildiği anlaşılmaktadır.
Cebir Avrupa'ya Hârezmî yoluyla geçmiştir. Bu ise onikinci asırda Arapçadan Latinceye yapılan çevirilerin bir sonucudur.
İlk hastane kurucuları arasında İslâm dünyasının tarih sırasıyla beşinci hastanesinin kurucusu Fetih bin Hâkan bulunmaktadır. Altıncı hastanesinin kurucusu da Ahmed bin Tolun'dur. Bunların her ikisi de Türktür.
Reklam
İbn Sînâ'nın Kaanûn'u onaltıncı ve hatta onyedinci yüzyıla kadar Avrupa tıp fakültelerinde ders kitabı olarak kullanılmıştır.
Batı Avrupa'nın bilgisizlik karanlığından kurtulması, İslam dünyasından aldığı feyiz sayesinde mümkün olmuştur.
Astroloji ile Simya ve Astronomi ile Kimya
Astroloji ile simya yalancı bilimlerdi. Fakat, bunlar astronomi ve kimya bilgisine dayanmak zorundaydı. Bunlarda yapılan araştırmalar astronomide ve kimya alanında yapılan araştırmalardı. Özellikle astrolojideki köklü araştırmalar, astronomi aracılığı ile matematik alanında dolgun çalışmaları ve rasat faaliyetlerini gerektiriyordu. Bu itibarla astronomi çalışmaları bir yalancı bilim olan astrolojinin sahip olduğu itibardan yararlanmak durumundaydı. Bu durum Batı Avrupa’da dahi Kepler zamanına kadar devam etmiştir.
Sayfa 16 - Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
Ahmed bin Tolun'la hastane müessesesinin vakıf gelirleriyle desteklenmesi ve bu suretle uzun ömürlülüğünün güvence altına alınması yoluna gidildiğini görüyoruz.
Reklam
750 tarihi sıralarında Semerkand yöresinden İslâm dünyasına tanıtılmış ve bu suretle İslâm memleketlerinde yaygınlaşmış olan kâğıdın doğuş yeri olan Çin'den İslâm dünyasına geçmesinde de Türklerin rolü olduğu anlaşılmaktadır.
The most illustrious among Turkish rulers who encouraged and promoted scientific work is, without any doubt, Ulugh Bey.
Ne eski Yunan, ne Bizans ve ne de Batı Roma İmparatorluğu hastane bakımından İslam dünyası ile boy ölçüşecek bir durumda olmadıkları gibi, İslam dünyasında hastahane, tarihte ilk kez, bilimsel tıbbın kaleleri haline gelmiş tıb kurumları olarak ortaya çıkmıştır.
... Orta Çağ İslâm dünyası uygarlığının ve entellektüel kültürünün, tefekküre ilişkin kültürünün, başlangıç aşamalarından itibaren oluşturulmasında Türklerin hizmeti geçmiştir. Yani, Türklerin olumlu katkılarının izleriyle en erken tarihlerden itibaren karşılaşılmaktadır. Başka bir ifade ile, Türkler bu uygarlığa sonradan katılmış, sonradan intisab etmiş değillerdir; tersine, bunun ilk yaratıcıları arasında yer almaktadırlar.
Sayfa 14 - Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
Uygarlık ve Kültür
Uygarlık ve kültür sadece insana hastır. Çünkü insanın kazandığı tecrübeler ve yarattığı eserler kuşaktan kuşağa, nesilden nesle, intikal etmektedir. Hayvanlar da, teker teker, birtakım başarılar gösterebilirler, birtakım yararlı alışkanlıklar kazanabilirler. Fakat hayvan bireylerinin kazandıkları bu başarılar, öğrendikleri bu şeyler, onlarla birlikte kaybolup gider. Onlarda sadece kalıtımla, verasetle, kuşaktan kuşağa geçen şeyler kalıcıdır. Bunlar fizyolojik vasıflar ve özelliklerdir. Uygarlık ve kültür ise kalıtım yoluyla devam etmez. Bir iki kuşak için mühendislerimiz, bilim adamlarımız, tabiplerimiz, öğretmenlerimiz yetişmese, okullarımız, fabrikalarımız faaliyetlerine ara verse, bugünkü medeniyetimiz durur. Mağara çağına geri döneriz. Uygarlık ve kültür birikimiyle sahip olduğumuz şeylerin insanda ve toplumda sürüp gitmesi öğretim sayesinde mümkün olmakta, öğretim sayesinde güvence altına alınmaktadır. İnsanda eğitim ve öğretiminin temelini oluşturan şey ise insan yavrusunun uzunca bir süre ana baba bakım ve ihtimamına muhtaç oluşudur.
Sayfa 9 - Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.