Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu'nun Sonundan El Kaide'ye

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi

Hamit Bozarslan

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi Gönderileri

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi kitaplarını, Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi sözleri ve alıntılarını, Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi yazarlarını, Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Oliver Roy, “başarısızlık” derken, İslamcı militanlığın zayıflamasından değil, İslamcıların mevcut sistemlerden kopuşma politikası üretme kapasitesinden yoksun oluşlarından söz ediyordu.” “Bununla birlikte, gerek Fransa’da gerekse başka yerlerde ortaya atılan siyasal İslam’ın başarısızlığı varsayımı, incelenen siyasal sahnelerin “uç bölgeleri”nin ve henüz hiçbir görünürlük kazanmamış yeni sibaların önemini ihmal ediyordu. Bu varsayım, haklı olarak, Müslüman toplumların “merkezde” barışçılaştıkları sonucuna varmıştı; ama buna koşut olarak, söz konusu toplumların uç bölgelerine, kenarlara çekilmiş bir radikalizm üretmeye devam ettiklerini, bu radikalizmin o bölgelerden hareketle Müslüman dünyanın bütününün siyasal ve toplumsal gündemini yeniden tanımlamaya uğraştığını fark edememişlerdi.”
Sayfa 292Kitabı okudu
“Siyasal fikirler devletler tarafından sahiplenildiğinde, anlamlarını kaybetme yönünde büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalırlar. Yinelene yinelene içi boşalmış sloganlar haline gelir ve artık diğer fikirleri kendi çevrelerinde güçlü bir küme halinde billurlaştırmayı, toplumsal güçleri eyleme geçirmeyi veya iktidara meşru bir otorite sağlamayı başaramazlar.”
Sayfa 256Kitabı okudu
Reklam
“Ellerinde her türlü pazarlığı dışlayarak kullanılan baskıdan başka bir koz bulunmayan, her türlü muhalefeti “terörizm”le özdeşleştiren, “toplumun hayatta kalması” için “nihai bir çatışmanın zarureti prensibi”ni vurgulayan, savaştıkları insanlara hiçbir özne statüsü tanımayan, son olarak da şiddeti taşıyan toplumsal katmanları suçlu konumuna sokan devletler, silahlı direnişi önemli ölçüde beslemişlerdir.”
Sayfa 248Kitabı okudu
“Hapishane, uygulanan işkencelerle, militanların güzergahında gerçek bir “biyografik kopuş noktası”nı temsil eder. Muhalif bireyin faaliyet sınırını da gösterir; muhalefet ya bozgunla ya da benliğin kalıcı bir biçimde silinmesiyle sonuçlanır.”
Sayfa 247Kitabı okudu
“İşkence, güvenlik alanında bir bilgi edinmekten çok, “rehine” durumundaki tutuklunun bedenini yok etmeye ve nüfusun bütünü üzerine dehşet örtüsü sermeye yöneliktir.”
Sayfa 246Kitabı okudu
“Muhaberat devletleri uyruklarının siyasal zihniyetlerini kırarak onları depolitize etmekten başka bir hedef gütmezken, askeri devletler silahlı düşmanlarını bulup yok etmeye uğraşırlar.”
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
“Gelip geçici, olağanüstü bir hal olan savaş, kalıcı ve normal bir durum olursa (...), olağanüstü bir durum olan yalan da normalleşir (...). Düşmanlarla kuşatılmış olduğunu gören ve hisseden bir toplumsal grup onlara karşı yalana başvurma konusunda hiç duraksamaz. Kendi içinde doğruları konuşup, dışarıya karşı yalan söylemek bir davranış kuralı haline gelir ve söz konusu grubun adetleri içine katılır.” “Ne olduğunu gizlemek ve bu amaçla olmadığı gibi görünmek: her türlü gruplaşmanın üyelerine zorunlu olarak dayattığı varoluş tarzı budur.”
Sayfa 203Kitabı okudu
“Her savaş (...) Hobbescu bir saptamaya uygun olarak sona erer: Bir iç Leviathan çıkmayınca, Leviathan (...) dışarıdan (...) gelir.”
Sayfa 181Kitabı okudu
“Darbe, devlet menfaatlerinden bir kopuş anlamına gelmez. Devletin kendi kendini açığa vurmasıdır. Devletin her koşulda, hangi biçimle olursa olsun kurtarılması gerektiğini beyan eden devlet menfaatinin ilanıdır.”
“Zor, iktidar bünyesinde ve “iktidardaki insanlara” karşı uygulandığında, toplum içinde hatırı sayılır bir simgesel boyut kazanır ve korku, meşruiyetin birinci aracı konumuna yükselir.”
Sayfa 110Kitabı okudu
103 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.