Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu'nun Sonundan El Kaide'ye

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi

Hamit Bozarslan

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi sözleri ve alıntılarını, Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi kitap alıntılarını, Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yerin yok Saddam
"Bir kaç yıl sonra başlatılan kimyasal savaş artık bu ölçütlere de uymaz; özel bir aileyi veya aşireti değil Behdinan bölgesi'nin tüm Kürt nüfusunun hedef alır. Kimyasal silahlar ilk kez 8 haziran 1986'da İran'daki bir Kürt mülteci kampına karşı kullanılır ve 132 kişinin ölümüne yol açarlar; daha sonra Nisan Temmuz 1987'de Irak içindeki bir çok Kürt köyüne karşı (Şeyh Visan, Sargalu, vb.) giderek daha kitlesel biçimde kullanılırlar. Kimyasal silahların daha sistemli kullanılışına giriş niteliğindeki bu operasyonlar 16 Mart 1988'de Halepçe'de Uluslararası bir görünürlük kazanırlar (5.000 ölü) ve 6 Eylül 1988'e kadar "Kahraman Enfal" operasyonu adıyla sürdürürlürler. Middle East Wact'a göre, bu operasyonlar sırasında yaklaşık 180.000 kişi ölmüş ve Hayatta Kalanlar kitlesel bir biçimde kaçıp büyük bölümü Türkiye'ye (60.000 kişi) e İran'a (15.000 kişi) kişi sığınmıştır biyolojik gücü imha edici biçimde kullanma uygulaması olan Enfal yaklaşık 4.000 köy ve mezranın yıkılması ve Behdinan bölgesindeki tüm bitkisel ve hayvansal yaşamın yok edilmesi ile sürecektir. Middle East Wact, bu "Kürdistan Fethi'ni" soykırım oolaraktanımlayacaktır."
Sayfa 215Kitabı okudu
Ortadoğu
artık hiç kimse çocuklarının öldürülmüş mü yoksa öldürülmekte mi olduklarını bilmiyordu
Sayfa 244 - iletişim
Reklam
Filistin
"Filistinli nüfusun "azınlık hâline haline sokulması," yanı siyasi ve hukuki açıdan bağımlı bir aktör haline getirilmesi ve 1948'den beri mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakılması şiddeti, Filistinli olmanın vazgeçilmez koşulu olarak kalıcı biçimde kurumsallaştırmıştır."
ortadoğu yorgunluğu
Son olarak, şu anda bir sorunsal haline getirmek mümkün görünmese de Ortadoğu'nun bütününde gözlemlenen bir hadise olan, toplumsal yorgunluğu da hesaba katmak gerekir. Toplumsal yorgunluk sadece ekonomilerin dünya sistemine yeterince entegre olamamasıyla, bu yüzden iktidarların kaynaklar ve onların yeniden dağılımı üzerinde geniş bir denetimi ellerinde tutmaya devam etmeleriyle, hatta devletin uyguladığı kitlesel zorla açıklanamaz. Bu yorgunluk, ''yeni bir eylem döngüsü''nün ertelenmesi sonucunda ortaya çıkan ''geçici bir ricat'' anlamına da gelmez. Bir yandan ''bıkkınlık zamansallığının, bireysel yazgıda bir düzelme umudu olmaksızın günü kurtarma çabası''nın bir sonucudur; diğer yandan, 1950'li yıllardan günümüze dek denenmiş ve her seferinde birçok kuşak üzerinden büyük çaplı kolektif kitle hareketlenmelerini beraberinde getirmiş siyasal formüllerin tükenmişliğinden de kaynaklanmaktadır.
Sayfa 253 - iletişim
Sonuç
"Şiddetin içinde vücut bulduğu öznellik rejimlerimin sonuçlarının bir sahanın yapılandırılmasıyla eklemlenmesinin en çok azınlık ve cemaat bağlamlarında gözlemlendiğine kuşku yoktu; bu bağlamda şiddet, öncelikle bir hâkimiyet sisteminin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır."
Sayfa 347Kitabı okudu
Lübnan Krızi
"Hizbullah'ın ortaya çıkışı, "1980'li yılların ortalarında Lübnan'da siyasal merkezin çevre tarafından fethedildiğinin" işaretidir."
Reklam
1979: Büyük Sarsıntı
"Seyyid Kutb'un idam edilmesi İslamcı karşı çıkış tarihinde simgeleşmiş bir olaydır."
Vatbah ve Irak'ta infitada
"Ortadoğu'da 1950'li yılların başında net bir biçimde algılanabilen "devrimci durum" askerî rejimlerle sonuçlanmışsa, bunun nedeni genç subayların kendi hiyerarşilerini de devirecek kadar radikalleşmiş olmalarının yanı sıra, aynı zamanda ihtilaflı taraflar arasındaki çatışmalara hakemlik edebilecek, bazı toplumsal taleplere öncelik taniyabilecek, diğerlerini erteleyebilecek ve toplumun bütününü ilgilendiren "ulusal" sorunu çözümleyebilecek "en vatansever" kategori olarak kabul edilmeleridir."
"Güpegündüz iş gören gizli bir cemiyet" gibi davranan İttihat ve Terakki Cemiyeti, kendisini ruh-i devlet olarak görmektedir.
Sayfa 45
Birinci Dünya Savaşından sonra Arapların Irakına dönüşecek alanda, islam bünyesinde hem kitlesel hem de çelişkili bir cemaatleşme yaşanır.
Sayfa 33
Reklam
“Batılılaşma”, başka bir yerden gelen yenilenme sayesinde gerilemenin sona ereceği umududur.
Sayfa 36
Amerikan yanlısı otoriter iktidarlar
"1973 Petrol Şokundan sonra gelirleri hatırı sayılır ölçüde artan Suudi Arabistan Arap dünyasında Amerika'nın başlıca müttefiki olarak öne çıkar. Rejim, Suud ailesiyle Muhammed İbn Abdülvehhab (1703-1792) arasındaki anlaşmaya dayanmaktadır; bu anlaşma, 1932'de Arap Yarımadası'nın tamamının ele geçirilmesinin ardından yeniden güncellenmiş ve Suudi Arabistan Krallığı kurulmuştur."
işkence, korku ve iktidar
1980-1990 arasında yazılmış romanların da kanıtladığı gibi, modern devletin ayrılmaz bir parçası olan işkence hem hedef güderek hem de hiçbir ayrım yapmadan İslamcı militanlara veya İslamcı olduklarından kuşkulanılan gençlere karşı kitlesel olarak uygulanmıştır. Vakaların çoğunda, rejimler uluslararası kuruluşların işkence hakkında verdikleri bilgileri yalanlamış, ama bunların yayımlanmasını yasaklamamış, hatta bunları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. İşkence, yol açtığı söylentilerle, ''ötekilerin bedeni üzerinde'' iktidar kurmanın bir aracı olur. Nitekim iktidarın gaddarlığının halk nezdinde ''inandırıcı'' hale gelmesi için birkaç yaralı veya cansız beden ''örneği'' yeterli olmaktadır.
Sayfa 246 - iletişim
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.