Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı İmparatorluğu'nun Sonundan El Kaide'ye

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi

Hamit Bozarslan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ortadoğu
artık hiç kimse çocuklarının öldürülmüş mü yoksa öldürülmekte mi olduklarını bilmiyordu
Sayfa 244 - iletişim
ortadoğu yorgunluğu
Son olarak, şu anda bir sorunsal haline getirmek mümkün görünmese de Ortadoğu'nun bütününde gözlemlenen bir hadise olan, toplumsal yorgunluğu da hesaba katmak gerekir. Toplumsal yorgunluk sadece ekonomilerin dünya sistemine yeterince entegre olamamasıyla, bu yüzden iktidarların kaynaklar ve onların yeniden dağılımı üzerinde geniş bir denetimi ellerinde tutmaya devam etmeleriyle, hatta devletin uyguladığı kitlesel zorla açıklanamaz. Bu yorgunluk, ''yeni bir eylem döngüsü''nün ertelenmesi sonucunda ortaya çıkan ''geçici bir ricat'' anlamına da gelmez. Bir yandan ''bıkkınlık zamansallığının, bireysel yazgıda bir düzelme umudu olmaksızın günü kurtarma çabası''nın bir sonucudur; diğer yandan, 1950'li yıllardan günümüze dek denenmiş ve her seferinde birçok kuşak üzerinden büyük çaplı kolektif kitle hareketlenmelerini beraberinde getirmiş siyasal formüllerin tükenmişliğinden de kaynaklanmaktadır.
Sayfa 253 - iletişim
Reklam
1979: Büyük Sarsıntı
"Seyyid Kutb'un idam edilmesi İslamcı karşı çıkış tarihinde simgeleşmiş bir olaydır."
Vatbah ve Irak'ta infitada
"Ortadoğu'da 1950'li yılların başında net bir biçimde algılanabilen "devrimci durum" askerî rejimlerle sonuçlanmışsa, bunun nedeni genç subayların kendi hiyerarşilerini de devirecek kadar radikalleşmiş olmalarının yanı sıra, aynı zamanda ihtilaflı taraflar arasındaki çatışmalara hakemlik edebilecek, bazı toplumsal taleplere öncelik taniyabilecek, diğerlerini erteleyebilecek ve toplumun bütününü ilgilendiren "ulusal" sorunu çözümleyebilecek "en vatansever" kategori olarak kabul edilmeleridir."
Amerikan yanlısı otoriter iktidarlar
"1973 Petrol Şokundan sonra gelirleri hatırı sayılır ölçüde artan Suudi Arabistan Arap dünyasında Amerika'nın başlıca müttefiki olarak öne çıkar. Rejim, Suud ailesiyle Muhammed İbn Abdülvehhab (1703-1792) arasındaki anlaşmaya dayanmaktadır; bu anlaşma, 1932'de Arap Yarımadası'nın tamamının ele geçirilmesinin ardından yeniden güncellenmiş ve Suudi Arabistan Krallığı kurulmuştur."
Reklam
işkence, korku ve iktidar
1980-1990 arasında yazılmış romanların da kanıtladığı gibi, modern devletin ayrılmaz bir parçası olan işkence hem hedef güderek hem de hiçbir ayrım yapmadan İslamcı militanlara veya İslamcı olduklarından kuşkulanılan gençlere karşı kitlesel olarak uygulanmıştır. Vakaların çoğunda, rejimler uluslararası kuruluşların işkence hakkında verdikleri bilgileri yalanlamış, ama bunların yayımlanmasını yasaklamamış, hatta bunları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. İşkence, yol açtığı söylentilerle, ''ötekilerin bedeni üzerinde'' iktidar kurmanın bir aracı olur. Nitekim iktidarın gaddarlığının halk nezdinde ''inandırıcı'' hale gelmesi için birkaç yaralı veya cansız beden ''örneği'' yeterli olmaktadır.
Sayfa 246 - iletişim
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.