Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl

Ahmet Mumcu

Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl Gönderileri

Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl kitaplarını, Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl yazarlarını, Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kulluk prensibinin bu şekilde uygulanması acaba şeriata uygun mudur? Herşeyden önce şunu belirtmek gerektir ki, zimmî tebanın çocuklarının devşirme yolu ile (gerek saf askerî gerekse İdarî amaçlar için) devlet hizmetine alınması şüphesiz İslâmın zimmî teb ’aya bahşettiği hürriyetin ve diğer teminatların ihlâlidir
2. Mehmet
Onun zamanına gelinceye kadar askerî sınıfın ön-kademesi olan büyük devlet memurluklarına hemen tamamen Türkler getirilirken, şimdi tersine, hemen tamamen devşirme unsuru bu yerlere konulmağa başlanmıştır
Reklam
Kapıkulu sistemi-2. Mehmet
Bu şekilde kabul edilen kapı - kulu sistemi II. Mehmed tarafından geliştirilmiş ve eskiden kul devlet adamlarının sayısı pek az iken o, vezir-i âzamları dahi dönmelerden yapmağa başlıyarak devletin idaresinde söz sahibi olan eski Türk ailelerinin nüfuzunu kırmıştır
Kul sisteminin birdenbire genişlemesi, « Devşirme » usulünün kabulü ve bundan sonra II. Mehmed’in çalışmaları <ile mümkün olmuştur. Savaştaki esirlerden ve satın alınmış kölelerden askerî kuvvet teşkili daha Büyük Selçuklarda, Anadolu Selçuklarında ve Eyyubîler’de biliniyordu
1350'ler-1. Murat
Padişah, devletin önemli kuvveti olan tımarlı sipahilerin hâkimi olan uc’lardaki eski ailelerin karşısında kendi «kulu» olan yeniçeriler ve o asıldan gelme devlet adamları ile otoritesini kurmak istemektedir.
Genel olarak bir «aristokrat sınıf», Osmanlı Devletinde yoktu. Fakat «imtiyazlı sınıf» mevcuttu. Bütün kamu hizmetlerini ifa eden «askerî sınıf» , milletin çoğunluğunu teşkil eden « reaya » karşısında bazı imtiyazlarla donatılmıştı.
Reklam
Siyaseten katl İslâm ceza hukukunun dışında bir kurum değildir. Doğuşu İslam'a aykırı olmakla beraber, şeriat tarafından derhal hukukîleştirilmiştir. Hükümdarın mutlak yetkisini kullanırken keyfiliğe kaçması halinde, yukarıda söylediğimiz gibi, belki bir «hukuk dışılık» düşünülebilir. Bu nokta, yapacağımız inceleme için mühim değildir. Zira bu «hukuk dışılık» bahis konusu olduğu zaman bile, aşağıda göreceğimiz gibi, şeriat temsilcileri, siyaseten katli hukukileştirmeğe çalışmışlardır.
Genel olarak İslam teokrasisinde, bu arada tabiî Osmanlı Devletinde hükümdarın yetkilerinin mutlak olduğunu çeşitli bahisleri incelerken görmüştük. Bu mutlak yetki ile örf (siyaset - ta'zir) hakkının kayıtsız şartsız tek elde toplanması şüphesiz, siyaseten katl cezasının kötüye kullanılmasına yol açmıştır. Zaten yuvarlak bir kavram olan «siyaset» in de bu konuda aşırı bir uygulamaya sebep olması tabiîdir. Bu mutlak haklarına dayanarak İslâm hükümdarları, suç işlemedikleri halde «suç işleme tehlikesi» gördükleri kişileri, çeşitti cezalara, bu arada ölüm cezasına çarptırmışlardır. İşte İslâm hukukuna aykırı olan nokta asıl budur. İslâm hukukunda temel «sadece bir şüphe üzerine kimsenin cezalandırılamıyacağı » prensibidir. Mutlak iktidarın da sonunda bu çok ileri temeli çiğneyeceği, ve bu konuda da bizzat hukukçuları kullanacağı açıktır.
Kuranın açık hükümleri, yalnız iki tane (yol kesme sonucu ve kısas) Ölüm cezası kabul etmişken, daha İslam'ın ilk devirlerinde, iki ölüm cezası daha bunlara eklenmiştir. Zina hakkında Kur’anda yalnız sopa cezası hükmü vardır ve bu açık hüküm, sünnet ile değiştirilmiştir; öbürü (irtidad), Kuranla çatışmaktadır ve devlet menfaati zarureti ile konulmuştur.
Kuran dışı ölüm cezaları, ileride daha da genişletilmiştir. Bu genişlemenin bizzat şeriatça yönetildiğini de kaydedelim. Şeriat msl, Kur’an’ın bir harfinden şüpheleneni inançsız saymış ve ölümle cezalandırmıştır93. Peygamberi, küfür değil, fakat sadece biraz gündelik tâbirlerle anmanın da akıbeti bu idi. Hattâ H. Muhammed’in eşi Ayşe’yi anma da, ayni derecede genişletilmişti. Bu son ölüm cezası için bir hadîs uydurulmuştur : « Ayşe 'ye hakaret eden, ölüm cezasına çarptırılır». Yalnız, Peygamberin başka bir karısına hakaretin ölüm ile mi yoksa dayakla mı cezalandırılacağı ulema arasında anlaşmazlığa sebep olmuştur
114 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.