Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nizam-ı Alem'in Gayri Resmi Tarihi

Osmanlı Gerçeği

Erdoğan Aydın

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı Gerçeği Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı Gerçeği sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Osmanlı Gerçeği kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı üzerinden Türkiye toplumunu ikinci bir özümsemeye (asimilasyona) uğratmaya çalışanlar, büyük avantaja sahip olduklarının da bilincindeler. Ancak bu galibiyetin tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi halk ve ülke açısından ciddi bir faturası var. Osmanlıcılık yükseldikçe haklın hak ve özgürlüklerinin gerilediği özellikle anımsansın. Üstelik Osmanlılıkta kendini bulan, yani hayallerini ancak tarihin derinliklerinde, üstelik kendilerini ezmiş olanların kimliğinde bulan bir halkın bugünü ve geleceğin Osmanlı döneminden farklı olması düşünülemez. Osmanlı'ya öykünmek demek, kendimizi reaya düzeyine indirmeyi bir erdem haline getirmek, tebaa olmayı içselleştirmek, bizi fikrimizi bile sormadan kayıtsız şartsız yönetecek, padişahvari yöneticilere ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini emanet etmek demektir.
Yani bizden istenen; Osmanlının hanedanlık olan iktidarını kendi iktidarımız, halklar hapishanesi olan "mülk''ünü ülkemiz, despotik karakterli devletini devletimiz, başka halkların meşru topraklarına yönelik fetihlerini başarılarımız, üç kıtada ki gayri-meşru egemenliğini egemenliğimiz olarak benimsememiz ve bunlarla ovünmemizdir.
Sayfa 10
Reklam
Oysa Cumhuriyet başarısızlığa uğramış bir proje de olsa, hilafete karşı laiklik, monarşiye karşı Cumhuriyet, tebalığa karşı vatandaşlıktır.
Sayfa 11
Ahlâkı devre dışı bıraktığınızda zulmü ve her türden istismarı meşrulaştırmış olursunuz.
Sayfa 19
Sadece bir hayalden ibaret.
Dünyada ki her şoven ideoloji gibi Türkçülük de mevcut sınırları ve meşru tarihiyle yetinemeyen yayılmacı ve saldırgan bir bilinçle maluldür. Bir yandan Osmanlı hinterlantında diğer bir yandan da "Turan" kendine hegomonya hayalleri kurmaktadır
Sayfa 28
Osmanlı'nın hoşgörüsü ve Türklüğü
Osmanlı yönetici kastı Kapıkule içine Türk alınmadığını, buna karşılık çoğunluğunun Sırplardan oluştuğu bilgisini de özellikle anımsatmalıyım.
Sayfa 32
Reklam
Dadaloğlu
Dadaloğlu gibi direnme gücünü bulanlar için ise, açık bir düşmandır Osmanlı; Belimizde Kılıcımız kirmani Taşı deler mızrağımın temreni Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın dağlar bizimdir.
Sayfa 33
Osmanlının ilk düşmanları Bizans'ın komşu tekfurları ve Müslüman Türkmen karesi beyliğidir. Üstelik bu iki kesime saldırırken Osmanlının ordusunda Hristiyanlar ve Hristiyan komutanlar vardır. Bizans asılzadeleriyle peş peşe evlilikler yoluyla akrabalıklar kurulmaktadır.
Sayfa 43
Osmanlının Türklüğü ve Hoşgörüsü
Aleviler içinse Osmanlı'da hayat ikinci sınıf bile olmamıştır: çünkü onlar "zındık"lar olarak yaşam güvencesine bile sahip değillerdir.
Sayfa 48
İlk Osmanlı toplumunda iktisat işlevi algılanmıyordu. Daha doğrusu savaşçılık işlevi, onu içerip eritmişti. Yani emek vererek üretmek gibi bir anlayış yoktu. Ayrıca, üretilen malı üretenden gasp etmek, üretmekten daha kolaydır..
Reklam
Esasen Osmanlı'nın ilk dönemlerinde, iktidarda temsil edilen dinsel anlayış alabildiğine gevşek ve kurallardan uzaktır. Nitekim Orhan Gazi tarafından, Bursa'nın zaptında büyük himmeti ve askeri coşturarak zaferde katkısı olan heterodoks derviş Geyikli Baba'ya bir kısım arazi ile iki yük şarap ve iki yük rakı verilmesi hususu son derece dikkat çekicidir..
Şeriatçı ve Türkçü tarihçilerin çizdiği Osman ve Osmanlı tablosu orijinal değil sahte bir tablodur. Bunun işlevi ise bu sahte tablo üzerinden kendilerine egemenlik alanı inşa etmek bir bütün olarak Türkiye halkının kontrolünü kolaylaştırmaktır.
Sayfa 84
Osmanlı bir aşiret devleti değil farklı aşiret ve inanç kökenlerinden gelen gazilerin/alplerin, göçebelerin, dervişlerin, ahilerin ve bir de Rumların oluşturduğu, giderek hanedanlığa dönüşmüş bir devlettir.
Sayfa 95
Osmanlı 1299'da mı kuruldu?
1327 tarihi Osmanlı Devleti'nin resmen kuruluş tarihi olarak kabul edilebilir. Görece istikrar kazananmış bir il'i (toprağı), şehir olan bir merkez'i (başkenti), yerleşik ve sınıflaşma aşamasına yukselmiş bir halkı, ekonomik egemenliğin ürünü parası ve vergi sistemi, ilkel de olsa bir bürokrasi ve ordusu vardır; yani Osmanlı artık bir devlettir.
Sayfa 108
Devşirme İmparatorluk
Özellikle Balkanlar'ın ele geçirilmesinin Osmanlıların kurumlaşması açısından stratejik bir anlamı olmuştur. Çünkü Osmanlı'nın bir "Rum" devleti olarak başlayan hayatının, bir devşirmeler devleti olarak devamını sağlayan kaynak buradan temin edilmiştir; buralardan beslenmiş, profesyonel ordusunu Bursa'nın kurmuştur; ama daha önemlisi yüksek bürokrasisini de buranın insanlarından kurmuş; Türk-Müslüman aristokrasisini bunlara dayanarak tasfiye etmiştir.
Sayfa 134Kitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.