Osmanlı Padişahları
Ahmet SeyrekOsmanlı Padişahları Sözleri ve Alıntıları
Osmanlı Padişahları sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Padişahları kitap alıntılarını, Osmanlı Padişahları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.I. Selim (Yavuz)
Osmanlı belgelerinde adı Selim Şah olarak geçer. Ancak daha kendi döneminde sert mizacı, cesareti ve atılganlığı sebebiyle "Yavuz" lakabıyla tanınmıştır.
...
Bununla birlikte İstanbul'da Yeniçeriler Şehzade Ahmet'i istemediklerini ve Selim'i istediklerini açıkça ilan ettiler. Üsküdar'a kadar gelmiş olan Ahmet şehre giremedi, Kefe'deki Selim'e destek mektupları yollandı. Sonunda II. Bayezid, Mart 1512'de onu asakir-i mansure serdarlığına getirdiğini bildirip İstanbul'a çağırdı.
...
II. Bayezid, ağır baskı karşısında tahtından oğlu lehine feragat etmeye mecbur oldu, bir bakıma tahttan indirildi. Böylece I. Selim dokuzuncu Osmanlı padişahı olarak tahta çıktı (24 Nisan 1512).
Mehmed Reşat
İngiliz generali bu savaşın ilk günü akşamı hatıra defterine şunları yazacaktır: "Avrupa'da hiçbir asker yoktur ki, savunmada Türklerle mukayese edebilsin. Talihsizliğimin cezasını çekiyorum."
General Townshend.
Sayfa 417Kitabı okudu
II. Ahmet
Sakız Adasının geri alınması için yola çıkan Hüseyin Paşa, ada açıklarında Venediklilerle çarpışmaya başladı. 1695 yılı ilk günlerinde İstanbul'dan hareket eden Osmanlı donanması, Mezomorta Hüseyin Paşa'nın büyük kahramanlığı sayesinde Sakız adasındaki Koyun adaları mevkiinde Venedik donanmasına büyük zayiat verdirdi. Venedikli amiral, gemisiyle birlikte sulara gömüldü. Koyun Adaları zaferinden sonra Türk donanması Sakız'a asker çıkarıp kolayca adayı ele geçirdi. Sakız'ın elden çıkmasıyla üzüntüden hastalığı ağırlaşan II. Ahmet, 6 Şubat 1695 tarihinde fetih haberini alamadan, elli iki yaşında Edirne'de vefat etti.
Sayfa 283Kitabı okudu
IV. Mehmet
2 Ocak 1642 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası Sultan İbrahim, annesi Hatice Turhan Sultan'dır. Ava olan tutkusundan dolayı 'Avcı' lakabıyla anılır. Babasının dengesiz davranışlarının sürmesi üzerine büyükannesi Kösem Sultan'ın, devlet adamlarının ve yeniçerilerin muvafakatiyle 8 Ağustos 1648'de yedi yaşında iken tahta çıkarıldı. Saltanatının ilk günlerinde, taraftarlarının kendisini tekrar tahta çıkarma girişimleri üzerine babası Sultan İbrahim, devlet ricalinin ve yeniçerilerin ittifakıyla öldürüldü. Yaşının küçüklüğü dolayısıyla hükümdarlığının ilk sekiz yılında iktidar büyükannesi, annesi ve bunların taraftarları arasında paylaşıldı; ülke karışıklıklar içinde kaldı.
Sayfa 266Kitabı okudu
Orhan Gazi
Devletin topraklarını 6 misli büyüten Orhan Gazi'nin vefatı sırasında Osmanlı Devleti; Bilecik, Bursa, Balıkesir, Bolu ve civarı, Kocaeli, Sakarya, Eskişehir, Çanakkale, İstanbul'un birkaç kalesi hariç Anadolu Yakası, Ankara, Ayaş, Beypazarı, Nallıhan, Kızılcahamam, Haymana, Polatlı, Soma, Kırkağaç, Domaniç, Bergama, Dikili, Kınık, Marmara Adaları, Trakya'da Tekirdağ, Lüleburgaz, İpsala ve Keşan gibi şehir ve kalelere hakim bulunuyordu.
Sayfa 34Kitabı okudu
II. Süleyman
Edirne'de bulunan padişah bu durumdan gayet memnun olmuştu. (Niş ve Belgrad dışında tüm şehirler geri alınmıştı) ve bir an önce ordunun cepheye intikalini arzu ediyordu. Nitekim hazırlıklarını tamamlayan Sadrazam Fazıl Mustafa Paşa'yı bizzat cepheye uğurladı. (13 Temmuz 1690) Bu defa Osmanlı ordusu önemli başarılar kazandı. Öncelikle Şehirköy (Perot), Musapaşa Palankası, Pasarofça ve Güvercinlik alınıp Niş kuşatıldı. Erdel muhafazasındaki General Heissler esir alındı. Tuna'daki ince donanmanın kumandanı olan Mezemorta Hüseyin Paşa'nın gayretleriyle birkaç günlük muhasaradan sonra Vidin, ardından Niş ve asıl önemlisi sekiz gün gibi kısa bir süre zarfında Belgrad geri alındı. (8 Ekim 1690) Böğürdelen (Sabac) zapt edildi.
Sayfa 280Kitabı okudu
I. İbrahim
I. İbrahim, çok cömert ve lütufkar bir padişahtı. Fakirlere ve kimsesizlere yardım etmeyi çok severdi. Çıkardığı fermanlarla açlık ve kıtlığın önlenmesine çalıştı. Saltanatı sırasında annesi Kösem Sultan'ın etkisinde çok kaldı. Şehzadeliği sırasında öldürüleceği endişesiyle sinirleri son derece bozulmuştu. Bu sırada sadrazamlık koltuğunda bulunan kemankeş Kara Mustafa Paşa, İranlılarla Kasrı Şirin Antlaşmasını imzalayıp İstanbul'a geldikten sonra, giriştiği mali işlerde de başarılı oldu. Ocaklı sayısının indirilip maaşlarının düzenli olarak verilmesini sağladı. Bu olumlu faaliyetler sonrası devlet bütçesi denkleşmiş oldu. Donanma işleriyle de ilgilenen Kemankeş Mustafa Paşa, her yıl belirli miktarlarda kadırgalar yapılıp donatılmalarını sağladı.
Sayfa 264Kitabı okudu
II. Osman (Genç)
Dönemin görgü şahidi tarihçileri onun feci bir şekilde, başı açık, üstü perişan bir halde beygire bindirildiğini ağır hakaretler altında Sultan Mustafa'nın bulunduğu Orta Cami'ye götürüldüğünü, buradayken asilerin sadrazamlığa getirdikleri Kara Davut 'paşa' (!) onu öldürmeye çalışmış fakat engellenmiş, aynı gün öğleden sonra Yedikule'ye yine çeşitli hakaretlerle sevk edildiğini ve burada boğularak öldürüldüğünü belirtirler.
Ek Bilgi *
II. Osman'ın öldürülmesinin intikamı beklenmeyen bir yönden geldi ve Erzurum Beylerbeyi Abaza Mehmet Paşa isyan etti. Abaza Mehmet Paşa, Erzurum ve çevresindeki Yeniçerileri kalelerden çıkarttığı ve öldürttüğü haberleri alındı.
Sayfa 251Kitabı okudu
Ertuğrul Gazi
Ertuğrul Gazi, Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Bey'in babasıdır. İsmi, kimi yerlerde Ordoğrul, Ortoğrul ya da Urtukul olarak da geçmektedir. Babasının Süleyman Şah olduğu ve 1227 yılında Moğol istilasına atıyla girdiği Fırat nehrinde boğulunca, Oğuz Türklerinin Kayı Boyu'nun başına oğlu Ertuğrul'un geçtiği söylenir. Bununla birlikte Bizanslı tarihçi Halkondil'in kayıtlarında babasının Gündüz Alp olduğu yazılıdır. (Ayasofya Kütüphanesi No 3204) Enveri'nin Düsturnamesi ve Tavki'i Mehmet Paşanın Tarihi gibi önemli Osmanlı kaynakları da bunu ifade ederler. Ayrıca bilim adamları tarafından yakın dönemde bulunan "Osman bin Ertuğrul bin Gündüz Alp" yazısının bulunduğu bir sikke de bu görüşü teyit etmektedir.
Sayfa 18Kitabı okudu
Osmanlı'nın Bizans'a Üstünlüğü
Halil İnalcık bunu "Taktiklerindeki üstünlüklerinin yanı sıra, Osmanlı Hükümdarlarının Anadolu'dan topladıkları sayısız gazi ya da profesyonel Türkmen gazisinin sadece ganimet beklentisiyle Osmanlı sancağı altında savaşmaya koşarken, Bizans ve Balkan hükümdarlarının hazinelerini boşaltacak kadar büyük miktarlar ödeyerek, Türkopoller de dahil olmak üzere paralı asker bulmak zorunda kalmalarıydı" diye açıklar.
Sayfa 16Kitabı okudu