Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Yönetimindeki Topraklarda Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Suriye

M. Derviş Kılınçkaya

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı Yönetimindeki Topraklarda Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Suriye Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı Yönetimindeki Topraklarda Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Suriye sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Osmanlı Yönetimindeki Topraklarda Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Suriye kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milliyetçilik, İslam kültür evrenine, bir ölçüde batılıların gayretleriyle,19. yüzyılın sonlarında girmiştir, fakat; hemen hemen hiçbir dönemde Müslümanlar arasında etnik mensubiyet duygusunun ortadan kalkması söz konusu olmamış, kozmopolit bir toplumsal ve kültürel model de oluşmamıştır.
Avrupalı için, kendi kıtası ve medeniyeti dışında kalan bütün alanlar vahşi ve ilkeldi. Buraların “medeniyete açılması” , “sivilize” edilmesi gerekiyordu.
Reklam
Kitap vasıtasıyla geniş kitlelere ulaşan “bilgi”; “bilim”i ve “bilimselliği” bütün “dogma”ların önüne çıkardı. Endüstri ve demokrasi devrimleri 19. yüzyılın Batı Avrupa’sında “ilerleme” fikrini popüler hale getirmekle kalmadı, aynı zamanda Avrupalı sıradan insanın da siyaset adamının da kafasında Avrupa merkezli bir dünya anlayışı ve dünya siyaseti misyonu takip etmenin “gerekli” hatta “kaçınılmaz” olduğu sonucunu ortaya çıkardı.
Doğal olarak, “medeni hayat” farklı tüketim alışkanlıkları getiriyordu. Hem ucuz, hem de bol üretim yapan Avrupalılar ; medenileştirdikleri toprakları üretecekleri mallar için ucuz hammadde kaynağı olarak görmekle kalmadılar, aynı zamanda mallarını satabilecekleri potansiyel tüketicilerin bulunduğu pazarlar olarak da değerlendirdiler.
Batılılar yeni keşfettikleri topraklarda, Asya ve Afrika’da çok kolay zaferler elde ettiler.Bu topraklarda Batılıların askeri ve siyasi organizasyonları karşısında direnebilecek yapılar yoktu. Fetihlerin kısa sürede gerçekleşmesinin gerisinde bu sebep yatmaktadır.
Batı’da millet, milliyetçilik gibi kavramlar bir siyaset unsuru olarak tarih sahnesindeki yerlerini alırken, ümmet karakteri ağır basan Osmanlı toplumunda, imparatorluk geleneği ile yetişmiş yöneticilerin “dindışı” çözümlere yönelmelerindeki zorlukları anlamak gerekir.
Reklam
Milliyetçilik fikrinin Müslüman Osmanlı tebaası arasında belirmesinde ve gelişmesinde başlangıçta İslâmî karakteri ağır basan fikir akımlarının ortaya çıktığı başlıca üç merkezden söz edebiliriz : Osmanlı payitahtı ve İslam Dünyasının o dönemde en gelişmiş entelektüel merkezi olarak kabul edebileceğimiz İstanbul; Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa’nın “payitaht”! Kahire ve “ihyacı” Vehhabî hareketinin merkezi durumunda bulunan Necid bölgesi.
Mısır kuvvetlerinin Suriye’yi kontrol altına almasından sonra Mehmed Ali Paşa’nın İngiliz Konsolosu Campbell’e verdiği muhtırada ileri sürdüğü şu fikirler bu kanaati destekler mahiyettedir. Mısır Valisi diyordu ki: “...Türk Hükümeti çatlayan kurumları ile her bakımdan yıpramıştır...maddi ve manevi kaynaklarını tüketmiş olup, millet tarafından terkedilmiştir ve hâkir görülmektedir. İstanbul itibardan düşmüş ve güvenilmez olmuştur...."
Vehhabîler Necid’de ayaklanarak Suriye’yi tehdide başladıklarında, İstanbul, bu uzak bölgenin yeniden kontrol altına alınması için Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa’yı görevlendirmişti. Ayaklanmanın bastırılması sırasında Mısır Valisi ve oğulları Arap vilayetlerindeki Osmanlı hakimiyetinin ne kadar zayıf olduğunu gördüler
İslam dünyasında modernizmin gelişmesinde başlıca iki merkez etkili görünmektedir : İstanbul ve Kahire...
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.