Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din

Kemal H. Karpat

Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din Gönderileri

Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din kitaplarını, Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din yazarlarını, Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Teknolojik olarak üstün bir toplum, bu üstünlüğünü çoğu zaman olgusal sebeplere değil, benzersiz bir sosyal ve kültürel sisteme sahip olmasına atfeder.
Teknolojik-ekonomik dürtü; yapısal farklılaşma (mesleki çeşitlenme ve yeni grupların ortaya çıkışı); niceliksel olarak bir öncekinden daha karmaşık bir siyasal gelişme aşaması; siyasal gelişme.
Reklam
Laiklik ancak sağ veya sol aşırı ideolojilerin veya siyasi iktidarı bırakmak istemeyenlerin aracı olmaktan kurtulursa özüne sadık olarak gelişir.
Türkiye' de demokrasi, halkın kültürünün parçası olmuştur. Laiklik, bu kitapta defalarca söylediğimiz gibi, demokrasinin kaçınılmaz koşuludur. Gerçek laiklik, yaşayan toplumu ve kişiyi daha serbest, daha verimli ve ahlaklı yapmak gayesini güder. Gerçek laiklik, hiçbir zaman inanç hürriyetini, ibadeti kısıtlamaz.
Bir insan siyasi rejimi yalnız siyasi eğitim ve ideolojik endoktrinasyon yoluyla kabullenmez. İnsanlar, içinde yaşadıkları demokratik hayatın ve serbest düşünüp serbest konuşmanın verdiği alışkanlık sayesinde demokrat olurlar.
Dinin-inancın, toplum kültürünün bir parçası olduğunu belirttik. Fakat din ne bir siyasi rejimin ne de devletin dayandığı bir ideoloji olabilir. Diğer yandan laikliği pozitivist bir yaklaşımla maddicilik olarak gören ve bu tip laikliği korumayı baş hedef olarak belirleyen bir devlet hem gerçek laikliğe ve hem de demokrasiye karşı gelmiş olur.
Reklam
halk kültürü ile devlet kültürünün bir yerde birbiriyle uyuşması gerektir. Bu fark. din ve laiklik konularında çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de devlete hakim iktidarın değişmesi, yani bir elitin yerini diğerinin alması, aynı temel, demokratik bir felsefeye sahip değilse fazla bir şey değiştirmez; çünkü yeni elit, yüz yıllardan beri hakim olmuş temel, devlet felsefesini eninde sonunda kabullenerek yerini aldığı elitlerin aynı olur. Değişmesi gereken, mutlak devlet fikri ve devlet-vatandaş ilişkileridir.
Evet, söylediklerimi kabul etmeyen dinciler, liberaller, milliyetçiler vardır; çünkü bir yerde Atatürk hem Osmanlı'ya hem İslam'a karşı görülmektedir. Oysa ben olayları derinliğine ve uzun dönemli sonuçlarına göre değerlendirdiğim için Atatürk hakkında da çok farklı ve olumlu düşünüyor ve onu sahte Atatürkçülerin ve yobazların (ikisi de aynıdır) elinden kurtulmuş görmek istiyorum.
Aynı şekilde mutlak güce sahip devlet fikrini savunan ve devleti ele geçirerek, kendi kafalarında taşıdıkları dini rejimi kurmak isteyen siyasi İslamcılar da vardır. Bunların arasından da beni tenkid eden ve bilhassa Atatürk'ü savunmamı yadırgayanlar çıkmaktadır. Benim gözümde Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ne Türk ismini vererek yüzelli yıldan beri oluşan değişmeleri ruhuna uygun olarak en isabetli şekilde sonuçlandırmış ve nihayet Osmanlı Devleti'nin 1918'de yıkılışından sonra toplumu milli devlete dönüştürmüştür. Aynı zamanda Atatürk lslam'ın canlanmasını, çağdaşlaşmasını ve millileşmesini sağlamıştır.
133 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.