Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlılar ve Vehhâbîlik

Fatih Mehmet Şeker

Sayfa Sayısına Göre Osmanlılar ve Vehhâbîlik Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Osmanlılar ve Vehhâbîlik sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Osmanlılar ve Vehhâbîlik kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vehhâbilik hâdisesi, modernleşme üzerine çalışanlar nezdinde akis bulmakta en gecikmiş, tetkiki neredeyse tamamıyla ihmal edilmiş bir meseledir.
Vehhabiler...........
Kendilerini Süleyman Çelebi’de bulan Türk milletine Müslüman olarak bakmazlar.
Reklam
Vehhâbiler kandil gecelerinin İslâm'da yeri olmadığını iddia ederler. Mezar yaptırmaya ve Mevlid merasimi düzenlemeye,câmilerin tezyinatına,namazlardan sonra tesbih çekilmesine,tasavvuf ehlinin yaptığı zikirlere karşı çıkarlar.Cuma geceleri ve günlerinde mutad olan salât u selâmın terkedilmesini emrederler.Asırlar boyu fetvalarla hayâtı nizamlayan milletin elindeki ilmihâlleri yakarlar,tefsirleri yırtarlar,tarikatları da ortadan kaldırırlar.Halkın Müslümanlık âlemine girdiği kapıyı yıkarlar.İctihâd kapısı örfen kapalı olduğu hâlde kendilerini müctehid olarak görürler.Alemin lideri olmak sevdasıyla Vakt-iSaadet'ten sonra ortaya çıkan her ne var ise ortadan kaldırmaya çalışırlar.Müslümanları İslâm'a davet eylerler.Kendilerini Süleyman Çelebi'de bulan Türk milletine Müslüman olarak bakmazlar. Fath M. Şeker , Osmanlılar ve Vehhâbilik , Sh.12
Nitekim Osmanlı’dan vazgeçmeden Vehhâbîliği savunan Hüseyin Kâzım’ın gözünde modernleşme döneminde müdafaa edilen düşüncelerin çekirdeği Vehhâbîliktedir. Modernist İslâm anlayışı öz itibariyle Vehhâbîliğe paraleldir. Hâliyle Osmanlı modernleşmesi de Vehhâbîlerle mutabık bir görünüm sergiler.
Osmanlıların perspektifinde Vehhâbîlik; bid‘atleri ortadan kaldırmak iddiasıyla meydana çıkmakla birlikte her hususu esasından değiştirip, pek çok bid‘at icad eden siyasî bir harekettir.
Unutulmaması ve daima tekrarlanması lazım gelen husus şudur: Tarih-i Cevdet’de Vehhâbîlik etrafında yapılan tasvir ve tahlilleri hareket noktası olarak alırsak görülür ki; Türkiye’nin dinî hayatına istikamet verenlerin kahir ekseriyeti ismen değilse de cismen Vehhâbîdir.
Reklam
"Kur'an İslam"ı diyerek Allah'ın cebinden peygamberi çalmaya kalkışanlara, "Sünni değil Müslümanız" diyerek ameli sahayı ipe çekenlerin aynı istikametin yolcuları oldukları su götürmez. Bunlar genel olarak tasavvufu irrasyonalizmin bir çeşidi olarak görürler."Mistik adamın Türk olması mümkün değildir" hükmünü vermekten imtina etmezler. Bilmezler ki Vehhabiliğin fiili tenkidi tasavvuf ve tarikatlar etrafında toplanır
Sayfa 17 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Nitekim Muhammed b. Abdülvehhâb’ın kendi eliyle istinsâh ettiği yazarak çoğalttığı İbn Teymiyye’ye ait eserler Leiden Kütüphanesi’nde kayıtlıdır.
İbn Teymiyye'nin düşünceleri etrafında kendilerini arayan Vehhabilerde de temel esas tevhiddir.
W. Montgomery Watt selefe dönüşü itibariyle Vehhâbîliği “muhafazakar bir doğrultudaki standart dünya görüşünün bazı yönlerinin yeniden güçlendirilmesi” olarak görür.
Reklam
Kelâm ilminin İslâm'da yeri olmadığını iddia eden Vehhabiler ise Mu'tezile'nin tenzih anlayışını aktüel kılan bir anlayışı harekete geçirirler. Felsefe yaptıklarını zannederler. Hayatı gürültü ile doldururlar. Allah'ı insan idrakine yaklaştırabilecek bütün yolların önünü keserler. Muhammed b. Abdülvehhab burada asrını kaybeder, fikrini yitirir, üstadının bir çeşit müsveddesi haline gelir.
Sahabeler, Hz. Peygamber’in vefatından sonra asla kabrinin yanında Ondan bir şey istemezler. Dahası onlar Resûlullah’ın kabri yanında Allah’tan istemeye ve Allah’a duâ etmeye bile karşı çıkarlar. O hâlde selefin, Hz. Peygamber’in vefatından sonra bu tarz bir hareketi câiz görmemelerinden daha tabiî bir şey olamaz. (Vehhabilerin görüşleri: Keşfu'ş-Şubuhât, s. 23.)
Sahabeyi referans veren Vehhâbîlere göre kişinin “falan kulun yüzü suyu/bereketi hürmetine Allah’tan şunu istiyorum” demesi de câiz değildir; zira sâlihlerin hakkıyla veya şefaatiyle tevessülün câiz olabilmesi için o sâlih kişinin yaşıyor olması gerekir. (Tarih~i Cevdet, VII, 183; krş. Ahmed Zeynî Dahlân, ed-Dürerü’s-Seniyye, s. 71, )
Erol Güngör de şunu söyler: “Türbesi ve yatırı olmayan bir Müslüman kasabası mümkündür, ama böyle bir Türk kasabası düşünülemez”. Mistik bir mâhiyete sahip olan bu konularda Vehhâbîlerin tasavvufi lügati tamamen inkâr etmeleri düşündürücüdür.
Vehhâbîlerin gözünde her şeyden evvel tam bir temizlik şarttır. Bu nedenle söz konusu teşekkülün dünyasında her şey değişim halindedir. Onlar hayatın üzerinden olduğu gibi ölümün üzerinden de ağır bir silindir gibi geçerler. Bu zümreye göre ölülerin hayatta hiçbir müspet fonksiyonları yoktur. Türk milleti ise ölüleriyle beraber yaşar...
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.