Sanat Sosyolojisi veya Görmenin Hali olarak okunabilecek üç eser.
Filmlerle Sosyoloji kitabini daha önce okumuş paylaşmıştım
Görme Biçimleri kitabi da daha önceki okumalarımdan "John Berger: Herşeyden önce görme vardi." Diyor.
Jacques Ranciere de Gören, Bakan seyircinin eğitimden, özellikle tiyatrodan, reklam afişlerinden, Fotoğrafa, Sinemaya bir bakis açısı sunuyor bize. Örneğin Katlanılmaz Görüntü bölümününde Güney Afrikalı Fotoğraf Sanatçısı Kevin Carter tarafından görünürlük uzay-zaman inşa etmek için bulduğu bir enstalasyon. Fotoğrafta yerde emekleyen ve açlıktan ölmek üzere olan küçük bir kız görürürüz. Bu esnada arkadaysa leş yiyici bir akbaba kızın ölmesini beklemektedir. Görüntünün ve fotoğrafçının kaderi, egemen haber düzeninin ikircikligine iyi bir örnektir.
Fotoğraf, Sudan çölüne gidip oradan bu denli çarpıcı, Batılı seyirciyi uzaklarda yaşanan kıtlıktan ayıran duvarı yıkmaya bu derece uygun bir görüntü getiren kişiye Pulitzer ödülü kazandırmıştır. Ayni zamanda sahibini bir öfke kampanyasının hedefi haline getirmiştir
Çocuğa yardim etmek yerine, kusursuz fotoğrafı yakalayacağı anı beklemiş olmak da insansı bir akbabalik değil midir? Bu kampanyaya tahammül edemeyen Kevin Carter intihar etti.
Bu sadece bit örnek aslinda bu derece hepimizin nezdinde çarpıcı olmasi küçük bir kız çocuğu olmasimiydi? Ya da buna benzer belki de her gün kareler, görüntüler görüyoruz da kaniksiyor muyuz. Yoksa açılmayan ağızlar, duymayan kulaklak, görmeyen gözler ve düşünemeyen aptallasmis-aptallastirilmis beyinler mi?
Görüntü, düşünceli olmaktan o kadar çabuk vazgeçmeyecektir.