Harika bir konusu ve baskısı olan bir kitapla geldim bugün. Baskı o kadar güzel ki , asla kitaplığınızdan çıkartmak istemeyeceksiniz. Ben kitabın seneler önce filmini izlemiştim. Zaten kitap da filmden uyarlama.Ama aklımda kalanlar bölük pörçüktü. Buna rağmen masalla gerçeğin birbirine karıştığı , az biraz da karanlık olan hikayeyi soluksuz okudum.
.
İkinci dünya savaşının gölgesi altında İspanya’nın bir köyüne,terk edilmiş bir değirmene bir anne ve kızı gelir. Kocası öldükten sonra bir askerle yeniden evlenen Carmen ve kızı Ofelia. Ofelia değirmenin yanında bir labirent bulur ve o labirentte de Pan’ı.Yeraltı krallığından kaçan prensesin ruhunu bulmak için yüzyıllardır o labirentte oturan bir satirdir Pan. Ve nihayet o ruhu 350 yıl sonra Ofelia’da bulmuştur. Fakat Ofelia’nın krallığına geri dönebilmesi için yerine getirmesi gereken görevler vardır.Bir tarafta bazıları karanlık olan bu görevleri gerçekleştirip anne ve babasına yeniden kavuşmak isteyen Ofelia diğer tarafta faşistlere karşı çıkmak için ormanda kaçak yaşayan kardeşine yardımcı olmak adına casusluk yapan Mercedes’in hikayesi bu karanlık kitap.
.
O kadar kalbim kırık ki. Ofelia için o kadar üzgünüm ki size anlatamam. Mercedes için. Carmen için. Savaşın gölgesinde görmezden gelinen tüm kadınlar için. Biraz karanlık bir hikaye Pan’ın Labirenti. Sonu mutlu mu bitiyor emin olamadığınız ama öyle bitmesini gönülden isteyeceğiniz bir hikaye.Masal okuyor gibisiniz ama bu masal sizi birazcık korkutabilir. Küçücük ve yalnız bırakılmış bir kızdan öğrenecek çok şeyiniz var. Alıp okuyun , sonra da mutlaka filmini izleyin. İnanın pişman olmayacaksınız.