Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pazartesi Öyküleri-1

Alphonse Daudet

Pazartesi Öyküleri-1 Gönderileri

Pazartesi Öyküleri-1 kitaplarını, Pazartesi Öyküleri-1 sözleri ve alıntılarını, Pazartesi Öyküleri-1 yazarlarını, Pazartesi Öyküleri-1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözcükler her zaman bildirdikleri şeylerden çok daha şiirseldir.
Sayfa 129
"Hiç yalnız kalamamak, hep kalabalık içinde yaşamak, ne korkunç işkence!"
Reklam
COLMAR YARGICININ GÖZÜNE GÖRÜNENLER
Mezarlığın bir başından öbür başına dek herkes gülüyor, herkes böğürlerini tuta tuta kahkahayı atıyor ve bu kaba Prusya neşesi, ölünün, sonsuza dek sürecek bir aşağılanmanın ağırlığı altında ezilerek, utancından ağladığı mahzende bile çın çın ötüyor...
Sayfa 30
Hiç yalnız kalamamak, hep kalabalık içinde yaşamak, ne korkunç işkence!
Sayfa 170Kitabı okudu
küçük pastacı, itişip kakışmalardan yuvarlanmamak için epeyce zorluk çekti; ama o, tepsisiyle öyle çok buz üstünde kaymış ve yaya kaldırımı üzerinde öyle çok kaydırak oynamıştı ki, poğaçalar korktuklarıyla kaldılar.
Sayfa 162Kitabı okudu
176 syf.
7/10 puan verdi
·
57 günde okudu
Kitap ağır bir dile sahip ve çokça eski, yabancı yahut yabancı kökenli kelime barındırıyor. Döneminin tarihi izlerini günümüze taşımakla birlikte olayları ve karakterleri de gözümüzde canlandırmakta oldukça başarılı. Duygu yoğunluğunu ortalama bir öykü metninden daha az buldum fakat bu, bize aktarılan duygusal kesitlerin etkisini arttıran bir detay. Yalnızca öykülerin birbiri ile arasında bağlantı kurulup kurulmadığıyla alakalı bir tereddüte kapıldığım zamanlar oldu. Çünkü iki metin arasında ortak paydalar bulmak gayet olası fakat yine o paydalar bir yandan önceki metni zihninizde canlandırırken diğer yandan başlı başına bambaşka bir yöne ilerliyor. Genel olarak beğendiğim fakat Fransız edebiyatına giriş için ağır olduğunu düşündüğüm bir kitap. Yine de fransız tarihine ilgisi olanlar için ilkler listesine alınabilir.
Pazartesi Öyküleri-1
Pazartesi Öyküleri-1Alphonse Daudet · Cumhuriyet Kitapları · 1998192 okunma
Reklam
Kimileyin, geceleleri kervansarayın büyük kapısı ardına kadar açılır ve avluda atlar eşinirdi. Çevreden bir ağa, karılarından içi sıkılarak, batı yaşamına şöyle bir girmeye, Rumilerin piyanosunu dinlemeye ve Fransız şarabı içmeye gelirdi. Muhammet, Kuranında şarabın tek damlası haramdır demiş, ama her şeyi kitabına uydurmak kolay. Ağa, kadehine şarap kondukça, içmeden önce, parmağının ucuyla bir damlasını alır, pek ciddi bir edayla şöyle bir silker ve bu haram damla atılınca, kalanını gönül erinciyle içerdi.
Sayfa 132Kitabı okudu
Yemek faslı bitip de sofra kaldırılınca, yirmi yıldan beri orada uyuyup duran eski bir piyano açılır ve Fransız şarkıları söylenir ya da herhangi bir Lauterbach havasıyla, palaskasına kılıç meşini asılı bir genç Werther, matmazel Schontz ile şöyle bir boy vals yapardı. Bu biraz gürültülü asker neşesi içinde, kordonların, kocaman kılıçların ve küçücük kadehlerin şıkırtısı arasında, bu baygın müziğin, valsin burgacına kapılmış, tempoyla çarpan bu iki yürekten, son notayla ölen bu sonsuz aşk yeminlerinden daha güzel ne olabilir?
Sayfa 131Kitabı okudu
Anımsıyorum, kervansarayın kapısındaki eski kuyu bu gün batımı pırıltılarına öyle bürünürdü ki, aşınmış bilezik taşı pembe mermere dönerdi; kova kuyudan alev çıkarır, ipten ateş damlaları dökülürdü.
Sayfa 130Kitabı okudu
206 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.