Bir çırpıda bitirilebilecek Antik Yunan tragedyalarından birisi.. Homeros'un destanlarında çoğu yerde haklı bulduğum Odysseus'un haksız olduğunu hissettiğim bir kitaptı. Amaca giden yolda her şey mubah mıdır gerçekten? Bence değildir. Neoptolemos, Achilleus'un oğlu, etik açısında daha iyi bir davranış sergilemiş gibi görünür gözüme.
Öte yandan Philoktetes'in onca yıl bir adada tek başına yaşaması, üstelik de ayağında sancılı ve bol ağrılı, zehirli bir yara varken.. sadece oklarından, Herakles'in okları olsalar bile, destek alarak ve konuşacak kimsesi de yokken yaşayabilmesi üzerinde düşünmeye değer ve şaşırtıcı bir olay. Ve tüm bunlara karşın kendini öldürmeye çalışmaması da cabası. Antik Yunan eserlerinde, ve belki de o dönemde, intihar kavramını ayrı bir başlık olarak incelemek lazım gelir sanırım.
Son olarak, Tanrıların olaylara bu kadar müdahil olup da işleri kendi istedikleri şekilde yoluna koymaları da enteresan geliyor hala gözüme. Sanki sıkışılan her anda çözüme koşup her şeyi yoluna koyacaklarmış gibi hissediyorum ve bu da her şeyi basite indirgiyor. Tanrıları sev ve ve onların seni sevmesini sağla, mümkünse de annen Tanrıça olsun ya da baban bir Tanrı. Sonrasında her şey senin istediğin gibi gidecektir. Tabi onlara kurban vermeyi unutmadığın sürece.. Garip.