Pinokyo hikayesini bilmeyenimiz yoktur.
Carlo Colladi, beyaz perdeye aktarılan ve çizgi filmlerde boy gösteren bir yazar olarak bilinir daha çok.
Genelde hepimiz Pinokyo'nun yalan söylediği için sürekli burnunun uzamasıyla hatırlarız. Aslında çok farklı konulara da değinilmiştir hikayede. Yanlışlarımızdan ders çıkartmayı öğretir, çabalamayı öğretir bize.
Pinokyo küçük bir çocuktur aslında yaramazlıklarıda cocukluğundandır. Uslu, çalışkan bir çocuk olmayı öğrenir zamanla.
Marangoz Kiraz Dede, bir gün masanın kırık ayağını onarmak için odun parcası bulur. Odun parçası konuşmaktadır. Buna şaşıran Kiraz Dede hemen bırakır elindeki odunu. Gepetto Usta kukla yapmak için odun almaya gelmiştir Kiraz Dedeye. Hemen verir elindeki tuhaf odunu ona. Gepetto Usta başlar kuklasını yapmaya. Burnunu yaptıkça uzar, uzadıkça keser. Sonunda bitmiştir kukla. Pinokyo adını verir ona. Ayaklanan pinokyo başlar ordan oraya koşturmaya. Gepetto Usta yakalamaya çalışır ama kaçar Pinokyo, çok yaramazdır kaçar sokağa başlar koşmaya.
Gepetto Usta Pinokyo'yu yakalayabilecek mi ?
Pinokyo'yu hangi maceralar bekliyor ?
Hatalarından ders çıkartabilecek mi Pinokyo ?
Sonu öyle güzel bitiyor ki kitabın buda sürpriz olsun
Carlo Collodi'nin kaleme aldığı, yalçın aydın Çiçek' in Türkçe seslediği, Didem diyici Okur'un resimlediği Pinokyo'yu her çocuğun okuması gerek. Eğitici, öğretici bir kitap kesinlikle Kaleminize sağlık.
Herkesin bildiği hikayenin orijinalini öğrenmenin vakti gelmişti.
Gepetto’nun kuklası Pinokyo’nun hikayesi İtalya’da 1881’de çocuk gazetesinde yayınlanmaya başlıyor. Bu çok harika bir şey.. 1881’de çocuk gazetesi..
Hayatına kukla olarak başlayan Pinokyo, çocuklara hayatı öğretmek üzerine kurgulanmış bir kitap..
PinokyoCarlo Collodi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,4bin okunma
“Biz çocuklar gerçekten de ne kadar zavallıyız! Herkes bizi azarlıyor, herkes bizi uyarıp bize tavsiyeler veriyor. Doğrusu herkes bizim babamız ve öğretmenimiz olmak için sıraya dizilmiş sanki!…”
Canım Pinokyo..Hepimizin konusuna hakim olduğu o yaramaz, tahtadan, asla ama asla söz dinlemeyen ama tatlı mı tatlı babasının gözbebeği Pinokyo.Bütün kitap boyunca verilen sözlerin tutulmasının ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar vurgulayan, pişmanlıkların ancak tekrarlanmadığında anlamlı olacağını gösteren ve sevginin gücünün her şeyden üstün olduğunu hissettiren bu klasikleşmiş hikaye bir çırpıda bitti diyebilirim.Bu hikaye sadece yaramaz bir çocuğun hikayesi değil yanlış yapa yapa doğruları bulan ve en sonunda en çok istediği şeye “gerçek bir çocuk “ olmaya kavuşan Pinokyo’nun hikayesidir..